OSMANLI döneminde, günümüzün küçük sanayi sitelerinin işlevlerine sahip olan hanlar, işlevlerine göre ‘ticaret hanları’ ve ‘yolcu hanları’ olmak üzere iki farklı kategoriye ayrılıyordu. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde şehir merkezlerinde konaklama ve ticaret amacıyla inşa edilen büyük müesseselere han, ismi verilirdi. Büyük bir bölümü Selçuklu döneminde yapılmış, sosyal ve ticari hayatın önemli merkezlerinde yer alan, avlularında dükkanların olduğu, katlarında yolcuların dinlenebildiği odaların bulunduğu hanlar mevcuttu.

Tarihi ve kültürel değerleriyle dünyanın en önemli turizm destinasyonları arasında gösterilen kentin farklı ilçelerinde bulunan hanlar, her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilen noktalar arasında yer alıyor. Özellikle Antalya’ya 30 km. uzaklıkta, Döşemealtı ilçesine bağlı Bıyıklı Mahallesi Pınarbaşı Mevkii’nde yer almakta olan Kırkgöz Han, bu bağlamda dikkat çeken noktalardan bir tanesi olması özelliğine sahip. 2009 yılında restorasyonu tamamlanarak, günümüzde bir turistik tesis olarak hizmet veren tarihi Kırkgöz Han, otantik atmosferi ve çarpıcı mimarisiyle, ziyaretçilerine eski ile yeniyi iç içe yaşatmayı sürdürmektedir. kapak foto-103TARİHİ İPEK YOLU’NUN ANTALYA LİMANI ÖNCESİ SON DURAKLARINDAN
Tarihi İpek Yolu’nun Antalya Limanı öncesi son duraklarından biri olan Kırkgöz Han, Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde 1237 – 1246 yılları arasında inşa edilmiş önemli Selçuklu eserlerinden. Ayrıca Han, Anadolu’da doğrudan sultanların emriyle inşa ettirilen altı kervansaraydan biri olarak biliniyor. Han’ın üzerinde bulunan kitabesinde, ilk kez doğudan batıya seyahat edenlerin misafir edileceği bir yer olarak belirtilmiştir.foto 3-9KENDİNE HAS VE SON DERECE ÖZGÜN MİMARİ
Kırkgöz Han,1.250 m²’lik açık ve 1.500 m²’lik kapalı olmak üzere, toplam 2.750 m²’lik alana sahiptir. Yapının, burçları, çatı örtüsü ve avlusundaki kuyusuyla, kendine has ve son derece özgün mimari nitelikler taşıdığı bilinmektedir. Yapının genelinde görülen sadelik cephelere de hâkimdir. Moloz taş örgülü beden duvarları dört cihette payandalarla hareketlendirilmiştir. Taçkapının bulunduğu güney cephe, yapının ana cephesi konumundadır. Kapalı mekanı örten beşik tonoz oldukça yüksek tutulmuştur. Yapının taçkapısında, revaklardaki kemerlerde düzgün kesme taş kullanılmışken beşik tonozlarda ve beden duvarlarında moloz taş kullanılmıştır. Yapının kitabesinde de mermer malzeme tercih edilmiştir.

GÜNÜMÜZE OLDUĞU GİBİ ULAŞMIŞ
Aynı güzergâhta yer alan diğer hanlardan oldukça iyi durumda olan yapı, günümüze olduğu gibi ulaşmış denilebilir. Osmanlılar döneminde de onarım gören yapıda gerçekleştirilen son restorasyon 2009 yılı içerisinde tamamlanmıştır. Döşemealtı Belediyesi’nin isteği üzerine Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen restorasyon sırasında yapının derzleri elden geçirilmiş ve tahrip olan taşları yenilenmiştir. Han günümüzde, Antalya’da hem yerli hem de yabancı turistler tarafından büyük ilgi gören ziyaret noktalarından biridir. HABER/BUSE ER

Editör: Uğur Keskin