GÜNDEM

Sokak hayvanları için eylem yaptılar

Antalya’da sokak hayvanlarına destek için Attalos Heykeli önünde eylem gerçekleştirildi. Hayvanseverler, sokak hayvanlarına yönelik artan şiddet ve usulsüz toplama olaylarına karşı bir araya geldi

ANTALYA Ekspres Gazetesi'nden Güven Güneş'in haberine göre, sokak hayvanlarının yaşadığı zorlukları ve hayvanlara karşı işlenen suçları protesto etmek amacıyla gerçekleştirilen eylemde, hayvan hakları savunucusu dernekler ve gönüllüler bir araya geldi. Eylemde bir konuşma yapan Akdeniz Hayvan Severler Derneği Başkanı Berrin Özkan, "Bin 389 belediyenin yaklaşık bin 200'ünde 19 yıl geçmiş olmasına rağmen hala bakımevi ve kısırlaştırma merkezi yok. Söz konusu olan Belediyeler üstüne düşeni yapmayarak adeta sorumluluktan kaçmaktadır” ifadeleriyle yetkililere seslendi.

Attalos Heykeli önünde toplanan kalabalık, “Sokak Hayvanlarına Karşı Şiddete Son!”, “Usulsüz Toplamaya Hayır”  “Hayvan Hakları İhlallerine Son Verin!” gibi sloganlar atarak dikkat çekti.

‘BELEDİYELER SORUMLULUKTAN KAÇIYOR’
Son dönemde sokak hayvanlarına karşı artan şiddet olaylarının bilinçli ve sistematik bir girişim olduğunu belirten Akdeniz Hayvan Severler Derneği Başkanı Berrin Özkan, sokak hayvanlarının yaşam hakkının korunması gerektiğini vurgulayarak, "Sokak hayvanları, toplumun bir parçasıdır.  Bu hayvanların bakımı ve kısırlaştırılması için belediyelerin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerekiyor. Bin 389 belediyenin yaklaşık bin 200'ünde 19 yıl geçmiş olmasına rağmen hala bakımevi ve kısırlaştırma merkezi yok. Sokak hayvanları sorununun büyüyerek artmasının tek sebebi görevini yapmayan belediyelerdir. Mevcut durumda, köpekler üreyip sayı artıp vatandaş şikayet ettikçe belediyeler toplamaya başlar. Bazılarını toplarken öldürür, kalanları ise başka ilçelere, beldelere, köylere, çöplüklere, orman ve dağlara atar. Bir taraftan katliam sürerken öte yandan üreme döngüsü hızla devam eder” dedi.

‘ZEHİRLEMEK, ÖLDÜRMEK ÇÖZÜM OLMAZ’
Hayvanları öldürerek sorunun çözülemeyeceğini belirten Başkan Özkan, “2004 yılında çıkan kanun öncesinde belediyeler 100 yıl boyunca hayvanları zehirleyerek öldürdüler. Çözüm olmadı. Belediyeler, bütçelerine resmen ‘zehir ödeneği’ koyarak sokak hayvanlarını zehirleyerek ve vurarak öldürdü. Buna rağmen üreme ve sayı kontrol altına alınamadı. Kanun sonrası dönemde nüfusu yüksek şehirlerde kurulan büyük yaşam alanlı dev bakımevleri sorunu çözmediği gibi hayvan sayısında patlamalar şeklinde artışlara sebep oldu. Bu dönemde büyük yaşam alanlı bakımevleri kuran Konya, Balıkesir, Denizli, Samsun, Trabzon, İstanbul, İzmir, Ankara, Aydın, Gaziantep, Erzincan, Kocaeli, Mersin ve Beykoz gibi şehir ve ilçelerde sokak hayvanı sayısı patlayarak artmaya devam etti. Çünkü ilçeler hayvanları bu büyük bakımevlerine götürmek bahanesi ile kendi sınırları dışına çıkarıp daha kolayca kırsala başka şehirlere atmaya daha hızlı olarak devam ettiler. Yani büyük yaşam alanlı bakımevlerini kılıf olarak kullandılar. Hem şehir merkezlerinde hem de ilçe ve beldelerde köpek nüfusu patlayarak arttı” şeklinde konuştu.

Başkan Özkan, “Her belediyenin kendi sınırları içinde bakımevi ve kısırlaştırma merkezi-ünitesi kurması ve kısırlaştırmanın eşzamanlı olarak seferberlik halinde yapılması ile bir yılda yaklaşık 3 milyon hayvan, iki yılda ise 6 milyon hayvan kısırlaştırılmış olacak. Yani sokakta kısırlaştırılmamış hayvan kalmayacak. Sokak köpeklerinde çevresel faktörler, genetik faktörler beslenme, ezilme, hastalıklar ve benzeri durumlardan dolayı ortalama ömür 2 yıl gibi hesaplanmıştır. Dolayısıyla, sokak köpeği sayısı doğum ölüm hesaplandığında her yıl yüzde 30 azalarak, 2 yıl içinde üreme tamamen kontrol altına alınacaktır. Üretim, satış, ithalat, merdiven altı üretim, internette üretim ve satış gibi diğer kaynakların da kurutulması halinde, kısırlaştırma ile sorunun çözümünde önemli mesafe alınacağı sayısal veriler ile ortadadır” şeklinde konuşarak yetkilere seslendi. Özkan ayrıca, Türkiye genelinde hayvan katliamlarının sürmesi halinde toplumun çok büyük bir kesiminde vicdanlarında kapanmayacak bir yara açacağını söyleyerek ‘Hayırsızada’ sürgününü hatırlattı.

HAYIRSIZADA SÜRGÜNÜ NEDİR?
Hayırsızada Sürgünü, 1910 yılında İstanbul'da yaşayan 80 binden fazla sokak köpeğinin toplu bir şekilde İstanbul açıklarında bulunan Sivriada'ya gönderilerek terk edildiği sürgünün adıdır. Adada aç ve susuz bir şekilde terk edilen köpeklerin tamamı açlıktan veya birbirlerini yiyerek hayatlarını kaybetmişlerdir. Köpeklerin adaya sürülmesinden iki yıl sonra Marmara Denizi'nde büyük bir deprem meydana gelmiş ve çıkan Balkan Savaşları neticesinde büyük bir toprak kaybı gerçekleşmiştir. İstanbul halkı ardı ardına yaşanan iki felaketi adada olan köpeklerin ahı olarak yorumladıkları için ada, Hayırsızada olarak isimlendirilmiştir.