Neymiş? Ülke genelinde işsizlik rekorunun gençlerde olmasıymış. Genç işsizler oranının yüzde 27.2'yi vurmuş olmasıymış. Her dört gençten üçünün işsiz olmasıymış. Dahası, eğitimde ve istihdamda yer almayan işsiz gençlerin oranının da yüzde 50'yi gösteriyor olmasıymış. Merak ediyoruz, gençler hayal ettiklerine nasıl kavuşacaklar? Veya hayal kurabiliyorlar mı?
* * *
'Genç işsiz sayısı alarm veriyor' gibi beylik laflar ediliyor da, Allah rızası için biri de çıkıp yıllardır bir türlü formüle edilemeyen çıkış yolunu gösteremiyor. Neden dakika başı bir genç işsiz kalıyor. Onlar meslek sahibi olabilmek için önce üniversite kapılarını zorladılar, mezun olduktan sonra da İŞKUR kapılarını zorluyor, bol bol form dolduruyor. Yazık oluyor geleceğimiz olan gençlere.
* * *
Ama nafile, işsiz genç sayısı istikrarlı şekilde artmaya devam ediyor. İşte istatistiki veri, her dört gençten üçü işsiz. Bunun yanı sıra, hem eğitim hayatında hem de iş hayatında olmayan gençlerin sayısı da 7 milyonu buluyor. Aslında bunu görebilmek için istatistiki verilere de pek ihtiyaç yok hani. Maalesef, işsizlerde rekor, gençlerin!
* * *
Aydınlık gelecek için umutlar bir bir yok oluyor. Ekonomideki küçülme işsizliği tetikliyor. Asgari ücret arttı ama beraberinde üretim de düştü. Ve dahi patron frene bastı. Çoğu çalışana kapı gösterildi. Alın işte bir istatistiki bilgi daha ekonomistlere göre, 22 milyon 500 bin kişi açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşıyormuş. Rakamlar insanların sinir uçlarına basıyor.
* * *
TÜİK Eylül ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Ne güzel, enflasyon tek haneye indi yüzde 9.26. Ekonomistler 'yersen' diyor. İyi de, yüzde 9 pek inandırmıyor. Acaba sırı nedir? Zira sokak enflasyonu öyle demiyor. Bir yılda yüzde 50 zamlanan elektrik, ayda bir zam gelen doğalgaz, mazot falan. Örnek mi, halkın kırmızı et tüketimi yüzde 40 düşmüş. Kırmızı et üreticileri zora girmiş. Üstüne girdi maliyetleri de yüzde 50 artınca, üretimi azaltmış. Peki ne olmuş üretici üretmeyi, tüketici de tüketmeyi azaltmış. Ne diyelim aydınlık geleceklere!