Olimpos'un solgun ışığı, sonsuz bir gizemle gizli Yanartaş'ın kutsal ateşi, bu toprakların efsanevi mirasıydı. Bugün onu bir doğal gaz kaynağı olarak bilsek de bu coğrafya asırlardır, kahramanlara, aşklara ve trajedilere tanıklık eden bu yaşayan destana ev sahipliği yapmaktan gurur duyuyordu. Efsane, geçmişin unutulmaz hikayelerinden biriydi.

Kral Glaukus'un soyundan gelen Hipponoes, bir gün av sırasında kaderin acımasız oyunlarına kurban gitti ve yanlışlıkla kendi kardeşi Belleros'u öldürdü. Belleros'un hayatını sonlandıran bu felaketin ardından, Hipponoes artık ‘Bellerothontes’ yani ‘Belleros'u Yiyen’ olarak anılmaya başladı ve Tırynis adlı uzak topraklara sürgün edildi.

Ancak Tırynis, onun kaderini değiştirmedi; burada da kötü şans onun peşini bırakmadı. Şehrin yöneticileri Kral Proitos ve Kraliçe Anteia, Bellerophontes'i bağrına bastı. Kısa bir süre sonra Kraliçe Bellerophontes’e aşık oldu. Ancak Bellerophontes kraliçenin aşkına karşılık vermedi. Kraliçenin kalbi kırıldı ve intikam ateşi içinde yandı. Kraliçe Anteia, Bellerophontes'i iftiraya uğratmak için bir plan hazırladı.

Bellerophontes, Kral Proitos'un öfkesi karşısında çaresizdi. Artık hiçbir şey yolunda gitmiyordu. Kral Proitos, Bellerophontes'i bir tehlike unsuru olarak gördü ve Likya Kralı İobates'e göndermeye karar verdi. İobates, ne yapması gerektiğine dair uzunca düşündü. Bellerophontes suçlu olsa da aynı zamanda soylu bir prensti, tanrıların gazabıyla yüzleşmek istemedi. Bu nedenle, ona kesinlikle başa çıkamayacağı iki görev verdi: Kimera adı verilen aslan başlı, yılan kuyruklu yaratığı öldürmek ve savaşçı Amazonlar'ı mağlup etmek.

Bellerophontes, bu imkansız gibi görünen görevleri yerine getirmeye kararlıydı. İlk adımını attı; kurşun uçlu mızrağını kuşandı ve sadık arkadaşı Pegasus'un sırtına binerek Kimera'yı öldürme görevine doğru yola çıktı. Kimera'yı gördüğü an, yaratığın alevler saçmaya başladığını fark etti. Ancak Bellerophontes, mızrağını cesurca fırlattı ve Kimera'yı ölümcül bir darbeyle yere serdi. Kimera, yer altına gömüldü, ancak ağzından saçılan ateş, bu lanetli yaratığın mirası olarak Antalya topraklarında Yanartaş adıyla yanmaya devam etti. Olimpos'un ışığını bile gölgede bırakan Yanartaş'ın sonsuz alevi… Haber/Erendiz ÖZKURT

Editör: Uğur Keskin