Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği (SHUDER) Antalya Şube Başkanı Belma Özoran,“Toplumu kalkındırmak ve refaha ulaştırmak için tüm bu insan odaklı hizmetler sosyal hizmet uzmanı istihdamı ile mümkündür. Ülkemizde nitelikli sosyal hizmet uzmanları yetişebilmesi için eskiden olduğu gibi, Üniversitelerde sosyal hizmet eğitiminin 4 yıl olması ve örgün olması tekrar zorunlu hale gelmelidir. Sosyal hizmetlerin açık öğretim bölümleri kapatılmalıdır. 2 yıllık bölümler 4 yıllık hale gelmelidir” dedi.
‘LİYAKATLİ ALIMLAR OLMALI’
Belma Özoran, “Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları bünyesinde, yoksulluğun önlenmesinde, yoksul birey ve grupların güçlendirilmesinde ve özgürleşmesinde mesleki bilgi ve deneyime sahip sosyal hizmet uzmanları yerine bu alanda yeterliliği olmayan, liyakat sahibi olmayan kişilerin istihdam edildiği bilinmektedir. Meslek etiği ve sosyal adalet ve eşitlik anlayışı yerine, hayırseverlik ve yardım duygusu ile kimi zaman yardımlar gerçek sahiplere ulaşamıyor” diye konuştu.
‘YAPILAN YARDIMLAR LÜTUF DEĞİLDİR’
Sosyal yardımlar; toplumun en dışlanmış, muhtaç, yoksul, hasta, engelli vb. gruplarına yönelik olduğunu belirten Özoran, “ Sosyal devlet bu grupları mutlaka topluma kazandırmaya yönelik çalışmalar yürütmelidir. Bununla birlikte ülkemizde sosyal güvenlik denilince akla sosyal sigortalar gelmekte, sosyal yardımlar ise merhametin bir göstergesi olarak yoksul kimselere yapılan birer lütuf olarak görülmektedir. Oysa ki; Sosyal bir devlette, sosyal yardım hakkı bireyler bakımından bir hak olup, devlet için ise bir yükümlülüktür” dedi.
‘KIRILGAN GRUPLAR İÇİN ATANMA ŞART’
Özoran, sosyal hizmet uzmanı atama sayısı artırılması gerektiğini belirtti. Yeterli sayıda atama olursa toplumun hassas ve kırılgan grupları yani engelli, yaşlı, çocuk, kadın, lgbti, gruplar daha rahat bir hayat yaşayacağını ifade etti. Özoran, sosyal hizmet uzmanları yeterli sayıda arttığı taktirde şunlar olacak:
· Kadınlar halk eğitimleri ile bilinçlenir ve kız çocukları okula gidip meslek sahibi olur ve toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanır.
· Çocuk yaşta evlilikler yaşanmaz.
· Kadın cinayetleri çok az olur.
· Kadın Sığınma evlerinin sayısı artar ve dayak ve işkence gören kadınlar çocuklarıyla devlete sığınır.
· Halk eğitimleri ile Çocuk İhmal ve İstismarının Önlenmesi sağlanır.
· Şiddet Önleme ve İzleme merkezleri daha aktif çalışır.
· Evlat edinme ve koruyucu aile hizmetleri daha aktif hale gelir ve kimsesiz çocuklar sevgi dolu ailelerde yetişecek topluma faydalı ve daha mutlu bireyler yetişecektir.
· Alkol, sigara ve madde bağımlılığı ile mücadele artacaktır.
· Sosyal hizmet merkezleri ve gençlik merkezleri yaygınlaşacaktır.
· Sanat, spor ve sosyal aktivitelerle dolu olan toplum zararlı alışkanlıklardan uzaklaşarak üreten mutlu bir toplum olacaktır.
· Yaşlı Bakım Merkezleri artacak ve yaşlılar ihmal ve istismarsan korunacak. Vatandaşlarımızın yaşamlarının bu evrelerini konforlu bir şekilde mutlu geçirmeleri sağlanacaktır.
· Okul Sosyal Hizmeti ile gençler daha verimli bir şekilde yetişecektir. Okul çağında biyo-psikososyal yönden sağlıklı bir gelişim gerçekleştireceklerdir.
· Engelliler kendileri için uygulanacak maaş ve haklardan faydalanacak.
· Yoksullar belli bir süreye kadar yoksulluk maaşı alacaklar ve daha sonrasında güçlenerek topluma katkı sağlamak için iş ve meslek sahibi olmaları için yönlendirileceklerdir.
· Tutuklu ve hükümlülerin ve yakınlarının sosyal hakları güvence altında olacaktır.
· Hasta ve hasta yakınlarının sosyal hakları konusunda bilinçlendirme eğitimleri ile sağlık alanında yaşanan şiddet önlenecektir.
· Sağlık çalışanlarına yapılacak iletişim eğitimleri, etik ve hasta hakları eğitimleri ile sağlıkta şiddet son bulacaktır.
· Toplumda çeşitlilik ve özgür yaşam için LGBTİ haklarının toplum tarafından öğrenilmesi ve savunulması sağlanmış olur.
MEZUNLAR DERTLİ
Sosyal Hizmet Uzmanı 2019 mezunu olan Hasret Aslan, “Mezun olduğum günden beri her sene sınırlı sayıda açılan kadrolardan birine yerleşir miyim? Yapılan alımda sıralamaya dahil olur muyum? dahil olsam da yapılacak mülakatta elenir miyim? Gibi sorularla boğuşuyoruz. Bizler, tamamen aldığımız eğitimden bağımsız sorularla mülakatta karşılaşmaktayız. Liyakat esası gözetilmeden elenir miyiz diye düşünmekten yorulmuş durumdayız” dedi.
‘ALIMLAR ÇOK AZ’
Aslan, “Alımların az olması KPSS puanların yukarılara çıkarılması ve mezun olduğu günden bu güne farklı işler yapmaya zorlanmış bizler umudumuzu yitirmeye başladık. KPSS puanı almak şartıyla atanma umudu verilen bizler bence ayağına taş bağlanmış bir kelebeğin uçmasını beklemek ve ona vaat edilen bir günlük ömrü yaşamasını beklemek gibidir” dedi. Konuşmasına daha sonra şöyle devam eden Aslan, “Sosyal hizmet mesleğinin daha doğrusu sosyal hizmet bölümünün eski değerine kavuşmasını, alınan onca eğitime karşılık tek bir sınav puanına bakılarak yapılan bir atamanın yerine liyakat, beceri ve donanım gibi farklı kıstasları içine alan bir atama yapılmasını bekliyoruz. Bu bölümün ülkemizdeki nice atama bekleyen öğretmenler gibi yığıntı bir grup haline gelmesini istemiyoruz” ÖZEL HABER/ÇİĞDEM KORKAN
