ANTALYA Ekspres Gazetesi'nden Güven Güneş'e göre, kış aylarına girerken zam haberleri de hız kesmeden devam ediyor. Dün itibariyle çiğ süt fiyatı yüzde 15 arttı. Çiğ sütteki artış oranının ne üreticiyi ne de tüketiciyi memnun ettiğini belirten Antalya Ticaret Borsası (ATB) Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Simav, süt üretim sektöründe tekelleşme doğru gidildiğini ifade ederek “Ulusal Süt Konseyi ve kooperatifleri süt fiyatlarını belirlemede etkisizler. Üretici örgütlerindeki çok başlılık ve dağınıklık hali bunun en büyük nedenlerinden biridir. Süt üreticilerinin birlik olması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

YENİDEN ZAM YAPILDI
Ulusal Süt Konseyi’nin Ağustos ayında çiğ inek sütü tavsiye fiyatını yüzde 35 artırarak 8,5 TL’den 11,50 TL’ye çıkarılmıştı. Aradan geçen 2 aylık süreçte çiğ süt fiyatına dün itibariyle tekrar yüzde 15 yapıldı. Süt üretimde tekelleşmenin hızlandığını ve süte talep arttığı zaman sanayicilerin kendi aralarında süt fiyatlarını şişirdiğini belirten Antalya Ticaret Borsası (ATB) Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Simav, Ulusal Süt Konseyi’nin artık bir etkisinin olmadığını söyledi. Simav sözlerine, “Son yapılan yüzde 15’lik zammı Ulusal Süt Konseyi değil sanayiciler ve üreticiler bir araya gelerek belirledi. Artan girdi maliyetleri yüzde 60’lara çıkarken üreticilerin yapabildiği artış ancak yüzde 30 civarında kaldı. Bölgesel olarak değişse de bu rakamlar ortalama olarak bu civarda seyrediyor. Sanayicinin bulunduğu bölgeye göre sütün fiyatı belirleniyor. Sanayici istemezse ‘istediğiniz kadar bağırın’ süt fiyatlarında değişen bir şey olmayacaktır. Üretici örgütlerinin bir etkisi kalmadı” ifadelerine yer verdi.

SİMAV

ÇOK BAŞLILIK PARÇALIYOR
Kooperatiflerdeki çok başlılığın üreticileri bir araya getiremediklerini ve bu nedenle de zayıf bir yapı ve görüntü sergilediklerini söyleyen Simav, dünyada başarılı bazı kooperatiflerinin bankaları dahi olduğuna dikkat çekti. Simav sözlerine, “Şu anda her biri ayrı telden çalan en az 5-6 kooperatif var. Amaçları aynı olsa da sağlanamayan birlik nedeniyle süt üreticilerinin sorunları da derinleşiyor. Sağlanamayan birlik, sektördeki sorunlara karşı da üreticilerin ‘söz sahibi olma hakkını da’ elinden alıyor. Kendi aramızda bir araya gelemiyoruz” şeklinde konuştu.

SÜTÜ DESTELEMEK ETİ DESTELEMEKTİR
Süt ve et sektörünün bir bütün olduğunu ve süt üretime verilmeyen değer nedeniyle piyasalarda kırmızı et sorunun da oluştuğuna dikkat çeken Simav, “Sütten kazanamayan üretici hayvanını kesime gönderiyor. Buradan doğacak yavrular da doğal olarak önü kesilmiş oluyor. Bu durumda hem süt üretimi düşürüyor hem de önümüzdeki dönemlerde hayvan sayısının azalmasına neden oluyor. Böyle bir durumda sonucu olarak da dünyanın dört bir yanından hayvan ithal edip piyasalara sürülüyor. Bu şimdiye kadar çözüm olmadı. Süte önem verilse üreticiler desteklenip yatırım yapılsa etlik, damızlık hayvanımızda kendi kendine yeterli bir hale gelecektir” dedi.

PARASI OLAN GİRİYOR
Hayvancılık ve süt sektörüyle alakalı olmayan çok sayıda kooperatifinde bu işe girdiğini söyleyen Sinav, “Tarım ve ormancılık kooperatiflerine bakıyorsunuz hayvancılık ve süt üretimi işine girmiş. Hayvancılık ve süt ile ilgili zaten kooperatifler varken farklı kooperatiflerin bu işe girmesi en büyük sorunlardan biridir. Bu duruma gelmesinin nedeni ise Bakanlığın zamanında düzenlediği mevzuatlardır. Düzenleme üreticilerin bir araya gelmesin engellediği gibi bu işle ilgisi olmayan ev sütte dönen sıcak para nedeniyle bu kişileri sektöre çekiyor. Ayrıca farklı sektörlerde faaliyet yürüten ‘parası bol olan’ kişiler mevzuat gereği eklenen ufak bir madde ile yasal kılıfa sokarak sektöre girmesi etmesi üreticiye zarar vermektedir. Burada kaybeden üretenler oluyor. Emekçinin hiçbir kazancı olmuyor ve sürekli kaybedenler onlar oluyor” ifadelerine yer verdi.

Kaynak: ANTALYA EKSPRES GAZETESİ