SON yıllarda yaşanan kira artışlarından dolayı birçok ev sahibi tahliye taahhüdü imzalatmaya başladı. Bu konuya dair de son zamanlarda sıkça sorulan ancak vatandaşın kafasının karıştığı konular var. ‘Bekâr olarak kiralanan konutta daha sonra kişinin evlenmesiyle tahliye taahhüdü nasıl yapılmalı?’, ‘İlk taahhüt geçersiz sayılıyor mu?’ gibi sorulara yanıt veren Tüketiciler Birliği Antalya Şube Başkanı Neşet Gündüz, “Eğer kiralanan ev, aile konutu olarak kullanılacaksa, sadece evi kiralayan ve kira sözleşmesini imzalayan tarafın tahliye taahhüdünü imzalaması yeterli değil, diğer eşin de imzalaması gerekir. Çünkü Türk Medeni Kanunu’nun 194’üncü maddesi, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, eşlerden birisine aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshetme, devretme veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayıcı işlemleri yapma yetkisi vermiyor” dedi.

neşet gündüz

EŞİNİZİN İMZASI YOK İSE EVDEN ÇIKARILIRSINIZ’

Türkiye’de eşlerden birinin aile konutunun kira sözleşmesini tek başına sona erdiremeyeceğini söyleyen Gündüz, “Ev tutarken emlakçıya tahliye taahhüdü verdiniz. Daha sonra da evlendiniz, ev sahibi de 2 yıl sonra sizden aldığı tahliye taahhütnamesini işleme soktu. Aile konutu diye itiraz edilebilir ancak Medeni Kanunu şöyle demektedir; Aile konutu eşlerden birisi tarafından kira ile sağlanmışsa; diğer eş kiralayana yapacağı bildirim ile sözleşmenin tarafı haline gelir. Bildirim yapan eş, kira kontratı uyuşmazlıklarında kiralayana karşı, diğer eş ile birlikte müteselsil sorumlu olur. Böyle bir durumda kiralayan, tahliye talepli işlemlerini her iki eşe karşı yöneltmelidir. Evlendikten sonra bir ihbarname ile eşinizin de bu evde oturduğunu bildirimde bulunursanız sizi hiçbir şekilde geçmişteki verdiğiniz tahliye taahhütnamesi ile evden çıkaramaz ancak eşinizin imzası yok ise evden çıkarılırsınız” ifadelerini kullandı.

‘AİLE KONUTU TESPİTİ DAVASI AÇABİLİRSİNİZ’

Aile konutu ihtarının kira kontratında imzası bulunmayan eşe sözleşmenin tarafı olma imkânını sağladığını belirten Gündüz, “Yargıtay'ın yaklaşımına göre tahliye taahhüdünde imzası bulunmayan eşin itiraz edebilmesi için aile konutu tespiti davası açmalıdır. Aile konutu tespiti davası kiralık taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığında ilişkin bir davadır. Sözleşmenin feshinde eşin açık rızasının aranması onun sözleşme tarafı olmasından doğan bir hak değildir. Medeni Kanun açık düzenlemesine dayalı doğrudan kanundan doğan bir haktır. Ancak uygulamada tahliye taahhütnamesine dayalı takibe diğer eşini itiraz hakkı için bu şart aranabilmektedir” diye konuştu.

‘AYIPLI HİZMETİN İSPATI OLACAK’

Kiracıların ve ev sahiplerinin atlamaması gereken noktaya vurgu yapan Gündüz, “Bekârken verilen tahliye taahhüdü geçersizdir. Kullanılmak istenilirse yalnızca itirazınız yeterli. Bu da ev sahibinin tahliye tarihini kontratla birlikte aldığını hem de emlakçının eksik sözleşme düzenleyerek ayıplı hizmet yaptığının ispatı olacaktır. Bu durumda hem ev sahibine hem de aracı kuruma hiçbir harç yatırmadan 6 bin 502 Tüketici Yasası 6 bin 98 Borçlar Kanununa göre maddi ve manevi tazminat davası açabilirsiniz” dedi. ÖZEL HABER/ÇİĞDEM KORKAN

Editör: Uğur Keskin