Takım olabilmek

Antalyaspor’da bu sezon pek çok şey değişti.

Kadro yenilendi, teknik heyet değişti…

Bunların yanında belki de en önemli değişim oyun mantalitesinde oldu.

Sahaya karakter koyan oyuncular, mücadeleyi bırakmayan, 90 dakika boyunca savaşan bir ekip oluşturuldu.

Bu sezon en fazla dikkat çeken nokta işte tamda budur.

Futbolda kazanmak da var, kaybetmek de…

Sonuç ne olursa olsun sahada 90 dakika boyunca ter akıtan, mücadeleyi bırakmayan her futbolcu alkışlanır.

İstanbul’da oynanan Fenerbahçe maçından sonra Antalyaspor taraftarı da işte bu gururu yaşamıştı.

Taraftar iyi sonuçtan önce mücadele ister, azim ister, arzu ister.

Antalyaspor’da da bu sezon bunların hepsini görebiliyoruz.

Geçtiğimiz hafta Hatayspor karşısında san dakikada Safouri’nin kaleye geçmesi işte karakterin göstergesiydi.

Maç 3-3 iken her futbolcu kaleye geçmeyi göze alamaz, bu cesareti gösteremez. Yenik durumdayken geçebilir ancak böylesine kritik anlarda kaleye geçmek cesaret ister.

Hatayspor karşısında 3 puan değerinde bir puanla dönen Antalyaspor, ligin iyi takımlarından Fatih Karagümrük karşısında da aynı karakteri ortaya koydu.

Çok uzun bir süre 10 kişi oynamak kolay bir iş değildir.

Ancak Antalyaspor son iki haftada bambaşka hikayeler yazmayı başarıyor.

Bunun nedeni de takım olabilmekten geçiyor.

90 dakika oyunu bırakmayan, sahaya her şeyini koyan, arkadaşının açığını kapatan, gerektiği zaman iki kişilik koşan, kendi bölgesi olmayan bir mevkide elinden gelenin fazlasını yapan bir ekip oldu Antalyaspor.

İşte son dönemdeki çıkışın en önemli noktası budur.

Bunu başaran da Nuri Şahin ve ekibidir.

Takım olmayı başarabildiğiniz zaman başarının gelmesi kaçınılmaz oluyor.

Çünkü futbolda mucize diye bir şey yoktur, futbolda çalışmak vardır…