Dört yıldır seçimle yattık, seçimle kalktık.
Genel seçim, referandum, Cumhurbaşkanlığı, ve genel seçimler derken 31 Mart yerel seçimlerini de yapıp sandıkları kapattık.
Hala seçim havasında olanlar var. Antalya'dan İstanbul'a laf yetiştirenler, zafer sarhoşları, Ankara bebeleri, sevindirikler, mağlubiyeti bir türlü hazmedemeyenler ve galibiyetin suyunu çıkartanlar.
Tamam, mutfaktaki tencere edebiyatı ile iktidara şaplağı yapıştırdık da. 'Oh nasıl da çaktık'ı bir kenara bırakıp ekonomiye dönmenin zamanı geldi. Şu gündemi siyasetten uzaklaştırıp bir an önce ekonomide kalıcı ve sürdürülebilir bir iyileşme için siyasal, sosyal ve ekonomik sorunlar hayata geçirilmesinin zamanı.
Eğer 4.5 yıl seçim yoksa ülkemizde...
Nasıl sönecek mutfaktaki ateş?
Sanayicinin, küçük esnafın hali nasıl düzelecek?
Vergi dairelerine ve SGK'ya yapılandırmaları patlayanlar için yeniden nasıl olanaklar tanınacak?
Tarım yapanın yüzü ne zaman gülmeye başlayacak?
Antalya'da kazanan muhalefet, iktidarla nasıl uyum içerisinde çalışacak?
Antalya hakikaten kendi kendine yetecek mi, yoksa kilitlenip kalacakmıyız?
Kafalarda binlerce soru!
Kısacası yetmeyecek bu seçimde kazanılan siyasi zaferler.
Sanayici, tarlada üreten, turizmden geçinen, esnaf, sanatkar da kazanmak isteyecek.
İçinde bulunduğu çıkmazdan, darboğazdan, kötüye giden hayat şartlarından o da kurtulmak isteyecek.
Tamam bitti. Seçim bitti. Vatandaş bitip tükenmeden buyurun bakalım!..