Tarih, müzik ve turizm...

Kültür ve sanat tutkunları için dünyanın en iyi şehirleri vardır. Budapeşte, Barcelona,Prag, Viyana, Paris, Petersburg...Listeyi uzatabiliriz, hatta bir çok yerde İstanbulda bu sıralamanın içerisine girer.

Aslında gelen turist sayısı ile gurur, kıvanç ve sevinç duyduğumuz bu günler geçecek. Turist, yerlisi yabancısı, denizin, kumunu, güneşin ve doğanın cömertliği dışında da başka şeyler isteyecek. Tatile geldiği yerde tesisler, sanat, kültür günleri.

Yani kapatıldığı oteldeki Türk günlerinden, kaşık havaları, ateş danslarından söz etmiyorum.

Ya da 'herşey dahil' içine sokuşturduğumuz lezzetsiz yemeklerden, et yerine sattığımız kanatlılardan, tavuk kıymasından böreklerden değil tabii ki...

Geleceği geren, ufku geniş, vizyon sahibi kent yöneticileri de bunun farkında.

İşte Konyaaltı Sahili, Tünektepe ve Boğaçayı projeleri geleceğin şehirlerini yaratmak için başlatılmış girişimler.

Bütün çaba Antalya'yı bu dünya kentleri ile yarışın içerisinde tutabilmek. Her ne kadar kendi içimizde ayak oyunları, kirli iftiralar olsa da...

Piyano Festivali'ni yaptık, önümüzde Film Festivalimiz var.

Bakın araya bir muhteşem program daha sıkıştırdık ki bana sorarsanız harikaydı.

Antalya Büyükşehir Belediyesi antik kentlerde konserler düzenledi. Myra'da, Patara'da, Kızılkule, Side, Selinus, Perge'de, Kaş'ta.

Antalya'da antik kentler müziğin ritmi ile yeniden hayat buldu.

İşte kültür ve sanat tutkunları için dünyanın en güzel şehirleri arasına Antalya'yı sokmak için ciddi projelerden birisiydi bu.

Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Zülfi Çelik, binlerce yıllık mirasıyla tarihe ışık tutan antik kentleri muhteşem konser programlarıyla Antalyalılarla buluşturdu. Kutlamak gerek.

Unutmadan, denk getirin mutlaka ABBO'yu, Antalya Büyükşehir Belediye Bandosu'nu dinleyin. Ama canlı canlı...Seveceksiniz...