Antalya Ekspres Gazetesi'nden Güven Güneş'in haberine göre; lüks çadır tesislerinin niteliklerine yönelik yapılan değişiklikle birlikte ormanlar, sit alanları ve devlete ait diğer alanların uzun yıllar boyunca üçüncü şahıslara kiralanabileceğini belirten Antalya Şehir Plancıları Odası, imar planı şartı aranmaksızın yapılaşmanın önünün açılmasının ciddi tehlikelere yol açacağı konusunda uyarılarda bulundu.
İMAR PLANI ARANMAYACAK
Antalya'nın 640 kilometrelik sahil şeridi boyunca yer alan önemli ormanlık alanları ve antik kentleri de tehlikeye attığı ifade edilen açıklama da, Side, Phaselis, Olympos, Adrasan, Çıralı, Kekova, Patara gibi tarihi ve doğal zenginliklere sahip bölgelerinde yeni yönetmelikle risk altında olduğuna dikkat çekildi. Antalya Şehir Plancıları Odası’nın yaptığı açıklamanın devamında, “Ocak ayında Resmi Gazete’de yayımlanan Lüks Çadır Tesisleri Nitelikler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile lüks çadır tesislerinin özel mülkiyetteki alanlarda yapılabilmesi için imar planı yapılması zorunlu iken, hatta özel mülkiyetteki bu alanlar korunan alan sınırları içerisindeyse koruma amaçlı imar planı ve koruma kurulunun olumlu görüşü zorunlu tutulurken; söz konusu lüks çadır tesislerinin, orman vasıflı alanlar dâhil hazine taşınmazları ile tescili mümkün olan devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerde yapılması halinde imar planı şartı aranmaksızın yapılmasının önü açılmıştır” ifadelerine yer verildi.
KORUMAK ANAYASAL BİR GÖREV
Korunan alanlar, mülkiyet durumundan bağımsız olarak; gelecek nesillere aktarılması için bütüncül önlemlerin alınması için Anayasa ile devlete sorumluluk yüklenen alanlardır” denilen Şehir Plancıları Odası açıklamanın devamında, “Söz konusu düzenleme 2863 sayılı kanunun 17. Maddesine aykırı olup hazine taşınmazları ve devletin tasarrufu altındaki yerlerde koruma amaçlı imar planı yapım zorunluluğunun kaldırılması anlamı taşımaktadır. Lüks çadır tesislerinin Bakanlıkça uygun görülen yerleşim tasarım ve yönetim planları uyarınca yapılmasına imkan sağlanmış olmasıdır. Yeni plan türünün hangi ölçekte yapılacağı belirtilmemiş, planın gösterimi ve usulleri hakkında herhangi bir detaylandırma yapılmamıştır. Yeni üretilmiş bu plan türünün, İmar Kanunu ve Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinde tarif edilen mekânsal planlama kademeleri ve ilişkileri içerisinde nerede yer aldığı, tariflenen planın bir plan türü mü yoksa bir proje mi olduğu anlaşılamamaktadır” denildi.
Lüks Çadır Tesisleri Nitelikler Yönetmeliğinin, Genel Nitelikleri başlıklı 5. maddesinden de görüleceği üzere; mutfak, çamaşırhane, atık biriktirme ekipmanları, atık geçici depolama alanı, ahır alanları, kompost alanları ve benzeri hizmet üniteleri, kabul holü/resepsiyon; yeme-içme tesisi; çocuk oyun ünitesi, SPA, hobi atölyesi, sağlık, güzellik ve bakım ünitesi, eğlence ve spor ünitesi, yoga ve meditasyon alanı, otopark alanları gibi kullanımlarla, 100 kişilik bir konaklama tesisi hüviyetinde olan ve yine aynı Yönetmeliğe göre, müşteri yatak kapasitesinin en az yüzde 50’sine denk gelen sayıda personel istihdamı zorunlu tutulduğu için 150 kişilik bir kullanım kararı niteliği bulunan tesislerin herhangi bir imar planı olmaksızın, doğal çevreyi korumaya dair bağlayıcı plan kararları tanımlanmaksızın insan kullanımına açılması Anayasaya, İmar mevzuatına, şehircilik ilke ve esaslarına aykırıdır.
“Ormanlar, sit alanlari, maliye hazineleri, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki alanlar ve kıyılar gibi benzeri tüm kamuya ait her alan plansız ve fizibiliteleri yapılmadan üçüncü şahısların uzun yıllar kullanımına sunulabilecektir” denilen açıklama da, “Kentimizin Gazipaşa’dan Kaş’a kadar devam eden 640 km’lik sahil şeridi boyunca yer alan önemli orman ve antik kentler (Side, Phaselis, Olympos, Adrasan, Çıralı, Kekova, Patara ve benzeri) bu yönetmelik ile tehlike altında kalmaktadır. Bu bağlamda ilgili yönetmeliğin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların oluşacağından, şehircilik ilke ve esaslarını dikkate alarak, kamu yararı gözeterek, doğa ile barışık, insan odaklı sosyal çevreli, daha yaşanabilir kentler oluşturabilmek için doğamızı savunmaya devam edecek olup bu yönetmeliğe karşı olduğumuzu belirtir, bu konuda yasal yollar içerisinde hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz” sözleriyle yönetmeliğe tepksi gösterildi.