Biraz eski bir söz gibi olsa da yer değişikliğinde rahatlık vardır anlamına gelir.
Yıllardır hep gazetelerin son sayfalarında yazmaya alışkın biri olarak bana da biraz tuhaf geldi aslında.
Uzun yıllar spor yazarlığı beni gazetelerin son sayfalarına mahkum etmiş gibi görünse de aslı öyle değil…
Ülkemizde ben kendimi bildim bileli gazeteler ele alındığı anda okunmaya son sayfalarından başlanır.
Türkiyemiz insanı spor, özellikle de futbolla yakın ilgili, adeta kaynaşmış, özdeşleşmiş olduğu için okunmaya hep spor sayfalarından başlanır.
Gerçi son yıllarda magazin haberleri ikinci sayfalara sığmayıp son sayfalara taşınca durum değişti ve bir çok gazetede spor sayfaları içeri doğru kayıp magazin haberlerine yer açmak durumu hasıl oldu.
Bu durum gazete yöneticilerinin tercihlerinin dışında Tele Vole kültürü yoğunlaşınca mecburiyetten ortaya çıktı.
Bunun başlıca doğuş nedenini ise toplumun kültür düzeyi ile ilişkilendirmek mümkün…
Televizyon kanallarının artışı, sosyal medyanın yaygınlaşması, daha doğrusu iletişim çağının da çağ atlaması bu kültür şeklinin doğmasının en ana nedenlerinden biri oldu…
Bir sokak ropörtajı yapılsa ve insanlara ülkemizin önde gelen isimleri sorulsa çok azı doğru yanıt verecektir.
Eğer iş genel kültür konusuna gelirse de çoğu zaten sınıfta kalır.
Bunun en güzel göstergesi o ülkede okunan günlük gazete sayısının nüfusa oranıdır…
Dünyanın en gelişmiş ve refah düzeyi ülkelerinden Danimarka ve İsveç 5.5 milyon, Norveç 5 milyon, Finlandiya 5.5 milyon nüfusa sahip…
Dünya Gazeteler Birliği (WAN) verilerine göre Norveç bin (1000) kişi başına 600 net gazete satışıyla dünya da ilk sırada.
Bu ülkeyi sırasıyla Danimarka Finlandiya, İsveç ve Japonya gibi gelişmiş ülkeler takip ediyor.
Benim güzel ülkemde ise 78 milyon insan yaşıyor ve günlük gazete tiraj ortalaması 3 milyon civarında.
Aradaki farkın nedenlerini ortaya dökmeye kalksam değil bu sütun sayfalar yetmez…
Ben de düşündüm taşındım bir mekan değişikliği yapıp sayfa değiştirmek istedim.
Gazete yönetimi de nezaket gösterip izin verince yazdım gitti işte…
Ne kadar gider bilemem ama denemekte fayda vardı ben de denedim…
Bu güzel ülkenin de bir şeyleri denemesinin vakti geldi de geçiyor bile…
Demokrasiyi ağzımızdan düşürmediğimiz günümüz Türkiyesi’nde bir parti genel başkanı bir değil iki değil, defalarca seçim kaybetmiş olmasına rağmen bırakın istifa etmeyi genel kurul kararı almak isteyenlere direnip mahkeme kapılarını gösteriyorsa söylenecek başka bir şey kalmamış demektir.
Atalarımız Tebdil-i mekanda ferahlık vardır derken ev ya da dükkanı kastetmemiş, posta ya da koltuğa yapışmayın demek istemiştir…
Ama anlayana…