İsrail 1 yılı aşkın süredir dünyanın gözü önünde insanlık suçu işlemeye devam ediyor. Milyonlarca Filistinli’yi yerinden eden İsrail güçleri, evlerinden çıkardıkları masum Filistinlileri sığındıkları kamplarda bile şehit etmeye devam ediyor.

Bu katliamın finansörü de aslında İsrailli şirketler ve bu şirketlerin sattığı ürün ve hizmetleri alanlar oluyor. Direniş Çadırı Antalya Grubu üyeleri de bu durumu Antalya’nın Muratpaşa İlçesi’nde bulunan Attalos Meydanı’nda düzenledikleri eylemle protesto ettiler.

DİRENMEYE DEVAM EDİYORUZ

Eylemde konuşan Özlem Beyhan, “ Kalbi Filistin için atan, vicdanı yerinde durmamasını öğütleyen, elleri her katliam haberinde telaşla titreyen insanlar. Filistin’de insanlığın son yüzyılda gördüğü en alçak soykırım eylemi yaşanıyor. Benzeri tablo Güney Lübnan halkına da dayatılmak isteniyor. Terör rejimi İsrail, Gazze ve Lübnan’daki direnişi alt edebilse, hiç şüphesiz aynı katliamları Suriye’ye, Yemen’e, Irak’a ve sonrasında Türkiye ve İran’a da uygulamaya kalkacaktır. Fakat hem Gazze hem de Lübnan halkı büyük bedeller ödeyerek topyekûn direnmeye, emperyalizme ve siyonizme karşı savaşta bütün insanlığa ümit olmaya devam etmektedir. Bizler Antalya’dan, emperyalist-siyonist cepheye karşı direnmeye devam eden tüm halklara selam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

SAHTE SİYASİ MANEVRALAR YAPILIYOR

10 Mart’tan bu yana eylemlerine devam ettiklerini belirten Özlem Beyhan, “Filistin direnişinin çağrısı üzerine aylardır meydanlardayız ve İsrail’le bütün ilişkileri kesmeleri hususunda yetkilileri baskı altına almak halkımızı ise harekete geçirmek için çalışıyoruz. “İsrail’le Ticaret Filistin’e İhanet” diye haykırdık, haykırıyoruz ve maalesef görünen o ki haykırmaya da devam edeceğiz. Çünkü siyasal iktidar ve onun açtığı kanalla halkın sermayesi ile büyüyen bazı şirketler bırakın ticareti kesmeyi İsrail ordusunu iştahla doyurmaya devam ediyorlar. Her açıklamalarında Filistin halkının yanındayız diyorlar, uluslararası toplantılarda büyük büyük sözlerle İsrail’i kınıyorlar fakat İsrail katliamlarının tedariğini kesmek için ellerinden geleni yapmıyorlar. Bütün bu sahte siyasi manevralara rağmen halkımızın feraseti ve Filistin halkının yanında durma hassasiyeti gerçekleri açığa çıkarmaya devam ediyor. Bizler de Filistin halkına dünyada cehennemi yaşatmaya devam eden İsrail ve destekçilerini ifşa etmek için meydanları terk etmiyoruz” diye konuştu.

İSRAİL’E ÇELİK İHRACATI 300 KAT ARTTI

“Sadece meydanlarda değil aynı zamanda artık limanlardayız da” diyen Beyhan sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı, “Siyonizmle ticaret tamamen durdurulana kadar tırların önünü kesmeye limanları kapatmaya devam edeceğiz. Halkımıza sesleniyoruz: İsrail’e ait şirketlerin tırlarını nerede görürseniz görün kamera kaydına alın, araçların önünü kesin, limanların kapılarını kapatın. Bu akan kanı durduracak irade halkın iradesidir. Katliamın sembol isimlerinden biri ZİM, İbranice’de “Gemiler” demek. Gazze soykırımı başladığında şirket bütün gücü ve imkânlarıyla israilin arkasında duracağına dair açıklama yapmıştı. Türkiye’den israile mal taşımakla gündemimizi işgal eden dünyanın en büyük ve en kirli 20 konteynır taşımacılığı yapan şirketinden biri ZİM. Bugün, israilin uluslararası kargo nakliyat şirketi olan ZİM, kurulduktan sonra ilk işi gemileriyle Avrupa’dan Filistin’e Yahudi taşımak olmuş. 1948 yılında Filistin toprakları işgal edildiğinde de gemileriyle gerekli malzemeleri taşımış. ZİM demek, israil demek, ZİM demek, katliam şebekesinin finansörü demek, ZİM demek kan ve barut demek, ZİM demek kardeşlerimizin katili demektir. ZİM’den yana tavır koymak, Türkiye’de çalışmasına alan açmak, ZİM’e göz yummak, Gazze direnişine, İsmail Heniyye’ye, Yahya Sinvar’a, katledilen çocuk ve kadınlara bütün Müslümanlara hakarettir. Bu vebali kimse taşıyamaz. ZİM Lojistik şirketi; İsrail’in askeri lojistiği için hayati öneme sahip bir şirket, fakat Türkiye limanlarında hiçbir engelle karşılaşmadan faaliyet göstermektedir. Gazze ablukadayken ve Batı Şeria işgal altındayken Türkiye limanlarında yapılan bu faaliyetlerin sürdürülebilmesi kabul edilemez. TRT’nin haberine göre Türkiye’nin Filistin özerk yönetimi adı altında İsrail’e çelik ihracatında yüzde 30000 yani 300 kat artış yaşanmıştır. Bu çelik ve diğer stratejik ürünlerin Filistin’e değil, işgalci İsrail’e ulaştığı artık şüpheye yer bırakmamaktadır.”

Muhabir: Selim Çelik