TRANSPARAN DÜŞÜNCE
Düşünme kabiliyeti bir taraftan yeni ve özgün hayatlar sunarken bir taraftan da gerilimli ve stresli bir yaşamın temeli olmaktadır. Çünkü yerinde, zamanında ve uygun ortamlarda gerçek muhatabıyla gün yüzüne çıkmayan düşünceler; yersiz, zamansız ve nahoş bir atmosferde muhatabından bihaber şekilde yaşam bulmaktadır. Dolayısıyla üçüncü şahısların katma değerleri ile iyiden iyiye daha zamlı bir hale gelen düşünceler türeyecektir. Akabinde, bu bedbaht düşüncelerin kaynağı ile zehirli oklara maruz kalan kişiler arasında soğuk savaş rüzgarları esmeye başlayacaktır.
İnsanların yüz yüze konuşamadıkları düşüncelerin sindirimi zor olmasından dolayı, mutlaka o düşünceler bir gün o bedenden dışarı çıkacaktır. İşte insanlığı kemiren, birbirine düşman eden en büyük eylemde budur. İnsanlık, her an güneşteki kardan adam misali erimeye devam etmektedir.
Günümüzde işyerlerinde dışa yansımayan, belki de görünmeyen verimlilik kayıplarının temel nedenlerinden biride kişilerin birbirleri hakkındaki düşüncelerin açıkça ifade edilememesidir. Halbuki herkesin hayatında Erdal Demirkıran’ın dediği gibi transparan bir düşünce sistemi olsa insanlık erimek yerine yücelme yolunda ilerlerdi. Peki, nedir bu transparan düşünce?
İnsanların karşıdaki kişi hakkında düşüncelerini açıkça ifade edebilmesidir, fakat kime? Tabi ki ilgilisi kim ise ona ifade etmeli. Sevmediği yönlerini, yanlışlarını açık seçik dile getirip, karşıdakinin bu tavırları düzeltmesi için fırsat tanımalı. Aksi takdirde bu tavırlar hiçbir zaman değişmez, çünkü insan bilmediği, farkında olmadığı bir şeyi neden değiştirme gereği duysun ki! İlk aşamadan sonra karşıdaki kişiye düşen görev ise “sana mı soracağım ben, senden mi öğreneceğim?” gibi cevaplar yerine bu transparan düşünceden dolayı, kendisine düzeltmeler için tanınan fırsattan dolayı teşekkür edebilmelidir.
Yoksa herkes her şeyin en iyisini, en güzelini her zaman yapamayabilir, düşünemeyebilir. Böyle zamanlarda dışarıdan gelecek objektif, samimi ve yol gösterici düşüncelerle herkesin hayatı daha düzel hale gelecektir. Yanlış tavır sergileyen kadar, onun kaynağına düzeltme şansı vermeyen çevrede bir o kadar sorumluluk altındadır. Nasıl ki evin çatısından yağmur sızdığı zaman ev sahibi onu uygun şekilde tamir ediyor/ettiriyor ise; insanın yaşadığı, nefes aldığı her ortam da evi gibidir. Eğer bir sorun varsa gerekli onarımdan da ev sahibi sorumludur. Toplum olarak transparan düşünceyi hayatımıza tam anlamıyla uygulamayı başarabildiğimiz zaman göreceğiz ki hayat daha güzel, düşünmek başka güzel…