Türel-Böcek ve düşündüklerim...

Adaylar resmen sınavdan geçiyor. Atıyoruz bacak bacak üstüne, 'Anlatın bakalım'...

Bıkmadan usanmadan anlatıyorlar. Yollar, köprüler, limanlar, parklar, bahçeler... Bebeğinize mama, çiftçiye yem, ev hanımına kredi, öğrenciye burs...

Hay maşallah! Böyle olur seçimler.

Zamanın birinde Güven Partili aday Torosların tepesinde elektriği olmayan bir köyde 'Dağlarınıza teleferik getireceğim' demişti de, köylüler 'Tileferik ne lan' diye sormuşlardı birbirlerine.

Şimdiler da o kadar uçuğu yok projelerin. Hepsi yapılabilir.

Menderes Türel Kruvaziyer limanı inşa edebilir.

Muhittin Böcek de mama üretebilir...

Her projenin alıcısı var. Seçmenin bir kısmı halk mama der bir kısmı liman...

Velhasıl, hısım/hasım kısım kısım son viraja doğru yaklaşılıyor.

* * *

Önceki akşam KONYSİAD'ın konuğu oldular Başkan Türel ile Başkan Böcek.

Önemli buluşmalar bunlar. Sivil toplum örgütleri tartıyor adayları. Dinliyorlar, tartışıyorlar, sorular yöneltiyorlar. Çarpanları var yansımaları, etkileşimleri...

KONYSİAD üyeleri çok dikkatli dinledi adayları. Az soru çıktı. Birkaç tavsiye o kadar.

* * *

Her iki başkan da rahattı. Sonuçta kendilerini dinleyenlerin çoğu arkadaşları. Yıllardır birlikteler, birbirlerine isimleri ile hitap edecek kadar yakın oldukları var. Ve defalarca KONYSİAd'da konuşma yaptılar.

Başkan Türel; 'Doğduğum ve toprağında yatacağım şehir' dedi.

Başkan Böcek; 'Bende buraların evladıyım'...

Bu seçimde dışarıdan kimse yok! Ne Çorumlu var ne Ispartalı ne Manisalı...

* * *

Oturup adayların projelerini yazmayacağım ama saptadığım birkaç nokta var:

Menderes Türel bildiğiniz gibi.

Kafaya Antalya'yı takmış. Yine hayalinde aklında deli deli projeler.

Dünya onun oyun bahçesi. Azla yetinmiyor, İspanya, Amerika, Fransa'yla yarışan bir dünya oyuncusu.

'Eğer' diyor; 'Biz bir dünya kentiysek büyük oynamalıyız'...

Muhittin Böcek bildiğimiz gibi değil!

Başka bir kimlik yüklemeye çalışmış çalıştığı firmalar başkan Böcek'e. O vatandaşına dokunan,onunla dertlenen, sevinen kimlikten uzaklaşmış. Sanki erken bir zafer sevinci yaşar gibi, ayakları yere basmıyor. Bugüne kadar belden aşağı siyasetine şahit olmadığımız Başkan Böcek'e kim ne dediyse biraz aşağı çalış demiş ki, kavşakları, parkları, projeleri eleştirmeye çalışıyor ama işte o iki arada bir derede kalıyor. Aslında yapmak istemiyor ama 'vur' diyorlar ki hırpalamaya çalışıyor ama tanıdığımız Muhittin Böcek'le örtüşmüyor.

Havada kaldı mesela bazı söylemleri.

At arabasıyla babasının onu Altın Portakal Film Festivali'ne getirdiğini anladı herkes ama İngiltere Büyükelçisi'nin kendisini ziyaret etmesinden nereye varmak istediğini kimse çözemedi.

* * *

Çıkışta, halkların özgürlüklerinden her zaman dem vuran bir arkadaşımız; 'Şu Ankara'ya bir ders vermek istiyorum ama oyumu Menderes Türel'e vereceğim' dedi.

Bir diğeri; 'Abem iki kardeşin ortasında kaldık. Ne diyeyim şimdi ben sana!'

* * *

Sonuçta İngilizler ne düşünüyor bilmiyorum amaAntalyalının kaderini yine Antalyalılar ve Antalya'da yaşayanlar belirleyecek.