Antalya Kent Konseyi 21. Yüzyılda Antalya Çalıştayı kapsamında "Afet Yönetimi ve Bilinci" başlıklı oturum düzenledi. Oturuma alanında uzman çok sayıda isim katıldı.

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Antalya Kent Konseyi Başkanı Semanur Kurt, “Afetler ile alakalı yeterince bilgimiz yok. Hepimiz güvenli kentlerde, güvenli evlerde yaşamak istiyoruz. Bu bağlamda, biz de afetlerde kentlilere düşen önlemleri ve yöneticilerin alması gereken tedbirler başta olmak üzere çok sayıda konuyu değerlendirmek için bu etkinliği düzenledik. Bu sayede afet bilincinin gelişmesi ve bütün yurttaşların neler yapması gerektiğini bilmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.


AKDENİZ HAVZASI YANGINLAR İÇİN BİÇİLMİŞ KAFTAN
Etkinlikte orman yangınları ile alakalı konuşan Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Öğretim Üyesi Profesör Doktor Ali Kavgacı, Akdeniz Havzası'nın yangınlar için uygun bir bölge olduğunu ifade etti. Kavgacı, “Neden yandığımızı bilmezsek yangını kontrol edemeyiz. Akdeniz Havzası'nda yazları kurak ve sıcak olduğu için insan etkisi olmasa da yangınlar çıkar. Dünyanın çeşitli ülkelerinde de yangınlar çıkıyor. Dünyanın ekonomik düzeyi en yüksek ülkelerinde de orman yangınları çıkar ve büyük alanlara zarar verir. Yangınların milyonlarca yıldır dünyadaki karasal ekosistemi düzenleyen bir doğa olayı olduğunu da unutmamak gerekir” dedi.


ANTALYA EN FAZLA ORMANA SAHİP ŞEHİR
Antalya’nın ormanları hakkında bilgiler veren Ali Kavgacı, “Yüzölçümüne oranla Türkiye’den fazla ormana sahip olan il Antalya olduğunu bilmek lazım. Bu ormanların yüzde 40’ı kızılçam ağaçlarından oluşuyor ki bu tehlike arz eden bir durum. Çünkü kızılçam ağaçları çok hızlı yanar. Biraz önce söylediğim gibi milyonlarca yıldır devam eden yangınların ekosistemi inşa etmesinden de anlayacağınız üzere bu ağaçlar yenilenmek için adeta yanmayı bekler. Bu da Antalya için risk teşkil ediyor” diye konuştu.


İNSAN ELİYLE ÇIKAN YANGINLAR DOĞAYI KÜL EDİYOR
İnsan eliyle çıkan yangınların ise doğal anlamda da büyük zarar kaynağı olduğunu ifade eden Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Öğretim Üyesi Profesör Doktor Ali Kavgacı, “Ülkemizde çıkan yangınların sadece yüzde 10’u doğal yol dediğimiz yıldırım sebebiyle çıkan yangın. Yani 300 yangın çıktıysa sadece 30’u doğal kaynaklı. Ancak bundan daha önemli olan nokta ise yangınların zarar verdiği alanda saklı. Doğal yollar ile çıkan yangınların zarar verdiği alanlar, bütün yangınlarda zarar gören alanların sadece yüzde 1’ini kapsıyor. Yani 300 hektarlık alan yanmışsa bir yılda, bunun 297 hektarını insan eliyle çıkan yangınlar kül etmiş” dedi.


OTELLER AĞAÇLARIN İÇİNDE
Turizmcilerin orman yangınlarına kayıtsız kaldığını söyleyen Kavgacı, “Turizm tesisinin dibinde yangın çıkıyor. Turizmci ‘gelsin orman söndürsün’ diyor. Turizmci bu şehrin ormanlarından güzellikleri faydalanarak 30-40 milyon dolarlık yatırım yapıyor, bir arozöz veya yangın söndürme cihazı almıyor. Manavgat’ta çıkan yangında turizm bölgesi yanmaktan kıl payı kurtuldu. Bunun yanında Kemer otelleri ormanın içinde, yine Tekirova’daki turizm tesisleri aynı şekilde ağaçların arasında” dedi.


DAHİL OLMALARI GEREKİYOR
Cumhuriyet tarihinin en büyük yangını olan Manavgat yangınında şehir merkezi ve turizm tesislerinin yanmaktan son anda kurtulduğunu ifade eden Ali Kavgacı, “O yangın birkaç gün daha sürse, alevler denize kadar ulaşırdı. Bu durumda kent merkezi ve turizm tesislerindeki zararı siz düşünün. Turizm biterdi ve yapılan belki de milyar dolarlık yatırım kül olurdu. Hal böyle iken, turizm sektöründe kesinlikle elini taşın altına koyması gerekiyor. Onların dahil olması hem kendilerini hem ormanların geleceğini kurtarabilir” ifadelerini kullandı.

Muhabir: SELİM ÇELİK / ÖZEL HABER