20’nci yüzyılın son dönemlerinde siyasal istikrarsızlığın ve şiddetli çatışmaların yaşandığı ülkelerde gerçekleştirilen soykırımlar, insan hakları ihlalleri ve savaş suçlarındaki artış sebebiyle dünya genelinde mülteci sayısı artmaya başladı. Türkiye de son yıllarda artan mülteci nüfusu ile dikkat çeken ülkelerden biri. Özellikle Suriye iç savaşı sonrasında Türkiye’ye sığınan yüzbinlerce mülteci bulunuyor. Mülteciler Derneği’nin açıkladığı verilere göre ise Türkiye’de kayıt altına alınmış geçici koruma statüsündeki Suriyeli mülteciler, Mayıs ayı verisine göre 29 bin 847 kişi azalarak toplam 3 milyon 351 bin 582 kişi oldu. Buna göre yılbaşından bu yana kayıtlı Suriyeli sayısı 162 bin 194 kişi azaldı.
GENÇ NÜFUS FAZLA
Göç İdaresi Başkanlığı’nın yayınladığı yaş aralığı tablosuna göre Suriyeli erkekler, toplam Suriyeli sayısının yüzde 52,64’ünü oluşturuyor. Suriyeli kadınların oranı ise yüzde 47,36. Suriyeli erkeklerin sayısı Suriyeli kadınların sayısından 176 bin 746 kişi fazla. Erkek-kadın sayısı arasındaki en büyük fark 38 bin 548 kişi ile 25-29 yaş aralığında. Yaş aralığı artıkça bu fark azalıyor. 45 üzeri yaş aralıklarının çoğunda kadınların sayısının erkeklerden daha fazla olduğu görülüyor. Genç nüfus olarak tanımlanan 15-24 yaş aralığında 636 bin 734 kişi bulunuyor. Suriyeli genç nüfusun toplam Suriyeli sayısındaki oranı yüzde 19. 10 yaşın altındaki Suriyelilerin sayısı ise 994 bin 255 yani yüzde 29,67 oranında.
ANTALYA’DA 4 BİN 742 SURİYELİ VAR
Göç İdaresi Başkanlığı’nın son verilerine göre, En çok Suriyeli barındıran şehir 531 bin 381 kişi ile İstanbul. İstanbul’u 440 bin 324 kişi ile Gaziantep, 333 bin 317 kişi ile Şanlıurfa takip ediyor. Suriyelilerin yerli nüfusa oranla en yoğun olduğu şehir ise yüzde 33,6 ile Kilis. Kilis’te 147 bin 919 Türk vatandaşı ile kayıt altına alınmış 74 bin 922 Suriyeli bulunuyor. Suriyeli yoğunluğunda Kilis’i yüzde 17 oran ile Gaziantep takip ediyor. Antalya 4 bin 742 Suriyeli ile listede 36’ncı sırada yer aldı.
MÜLTECİ NEDİR?
1951 Cenevre Sözleşmenin 1’inci maddesinde mülteci, meydana gelen olaylar sonucunda ırkı, dini, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri yüzünden zulme uğrayacağından haklı sebeplerden dolayı korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkelerin korumasından yararlanamayan ya da söz konusu korku nedeniyle yararlanmak istemeyen, olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen şahıs olarak tanımlanmıştır. Basit bir ifade ile mülteci, yaşamlarına ve özgürlüklerine yönelik ciddi tehditlerden dolayı ülkelerinden ayrılmak ya da ülkeleri dışında kalmak zorunda olan kişidir. HABER/ÇİĞDEM KORKAN