GÜNDEM

Türkiye'de süt tüketimi yetersiz

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Ali Manavoğlu, Türkiye’de süt tüketiminin yetersiz olduğunu vurguladı

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Ali Manavoğlu, Türkiye’deki süt üretim ve tüketim verilerini paylaşarak, “Ülkemizdeki çiğ süt üretimine baktığımızda, TÜIK verilerine göre, 2019’ yılında Türkiye’nin nüfusu 83 milyon, sağılan hayvan sayısı 31,9 milyon ve toplanan süt miktarı 22,9 milyon ton iken, 2023 yılına geldiğimizde Türkiye’nin nüfusu 85 milyona ulaşmış, sağılan hayvan sayısı 25,8 milyona gerilemiş ve toplanan süt miktarı da 21,4 milyona düşmüştür. Görüldüğü gibi ülke nüfusu artarken, ki bu rakamlara turist sayısı ve kayıt dışı kişiler dahil değildir, sağılan hayvan sayısı artmak yerine azalmıştır” dedi. 
YILLIK SÜT TÜKETİMİ AVRUPA’DAN DÜŞÜK
Sütün kolay ulaşılabilir olması gerektiğini vurgulayan Başkan Manavoğlu, Ulusal Süt Konseyi’nin hesaplamalarına göre Türkiye’de kişi başına yıllık süt tüketiminin Avrupa ülkelerine kıyasla düşük kaldığını belirtti. Yüksek enflasyon nedeniyle süt fiyatlarının arttığını ve bu durumun özellikle düşük gelirli aileler için süt ve süt ürünlerine erişimi zorlaştırdığını söyleyen Başkan Manavoğlu, “Ulusal Süt Konseyi tarafından yapılan hesaplamalara göre, ülkemizde kişi başına yıllık 39 kg içme sütü, 19.6 kg peynir, 29 kg yoğurt, 10 kg ayran ve 2.2 kg tereyağı tüketiliyor Bu veriler, toplam üretimin resmi nüfusa bölünmesi ile elde edilmektedir. Ancak, ülkemizde kayıt dışı ve kaçak yaşayan, tam sayısı bilinmeyen büyük bir nüfusun varlığı yanında, milyonlarca turistin de tüketici olduğu düşünülürse, gerçek tüketim verileri çok düşük kalacaktır. Bugün pek çok Avrupa ülkesinde sadece içme sütü tüketiminin 100 litrenin üzerinde olduğu düşünülürse, Türkiye’de süt tüketiminin yetersiz olduğu görülecektir. Ülkemizde son yıllarda yaşanan yüksek enflasyonist ortam süt fiyatlarının artmasına sebep olmuş, özellikle çocukların mutlaka tüketmesi gereken süt ve süt ürünleri, gelir düzeyi düşük ailelerin satın almakta zorlandığı gıda ürünleri arasında yer almıştır. Sağlık açısından günde iki bardak süt tüketimi, çocuklarımızın fiziksel ve zihinsel gelişiminde ihtiyaç duydukları bir çok vitamin ve minerali sağlayabilir. Süt ve süt ürünü tüketmek her çocuğun hakkıdır ve bu sorumluluk devlete aittir. 2012 -2019 yılları arasında uygulanmış “Okul Sütü Projesi” yeniden hayata geçirilmeli, süt ve süt ürünlerinin fiyatları toplumun her kesiminin kolaylıkla ulaşabileceği seviyelerde tutulmalıdır” açıklamalarına yer verdi.


TEMEL SEBEP MALİYET
Başkan Manavoğlu, süt ve süt ürünleri fiyatlarındaki artışın temel sebeplerinin yüksek üretim maliyetleri ve azalan üretim olduğunu belirterek yem, enerji ve kredi maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle yerel süt üreticilerinin zorlandığını ve üretimin düştüğünü ifade etti. Süt üretim ve tüketimini artırmaya yönelik stratejik plan ve politikaların ivedilikle geliştirilmesi gerektiğini aktaran Başkan Manavoğlu, “Türkiye’de yerel süt üreticisi yem, enerji ve kredi maliyetleri altında ezilmekte, çiğ süt alım fiyatı üretim maliyetlerini karşılamamaktadır. Yüksek enflasyon sebebiyle artan piyasa belirsizlikleri ve alıcıların uzayan ödeme vadeleri, yerel ve küçük üreticinin hayvanlarını besleyememesine, kesimhaneye göndermek zorunda kalmasına, hatta iflas etmesine neden olmaktadır. Sonuç olarak; süt üretiminin ve tüketiminin arttırılmasına yönelik stratejik plan ve politikalar ivedilikle geliştirilmelidir. Çiğ süt fiyatı belirlenirken üretici maliyetleri göz önüne alınmalıdır. Bölgesel ihtiyaçlara göre alternatif çözüm yolları şekillendirilmelidir” ifadelerine yer verdi. Gıda Mühendisleri Odası olarak yapılması gerekenler konusunda önerilerini paylaşan Başkan Manavoğlu, “Kaliteli süt üretimi için süt hayvancılığı ile uğraşan çiftçi ve köylüye verilen destekler artırılmalı, kırsal kalkınmaya önem verilmelidir. “Okul Sütü Projesi” uygulaması tekrar başlatılmalı, projede kullanılacak sütler yerel işletmelerden/kooperatiflerden temin edilmelidir. Süt üreticilerinin bir araya gelmesini sağlayacak teşvikler oluşturulmalı, kooperatifler desteklenmelidir. Pastörize ve UHT (uzun ömürlü) süt üretiminin yaygınlaşması teşvik edilmelidir. Yerel yönetimler süt ile ilgili süreçlere dahil olmalı, sütün tüketiciye ulaştırılmasında etkili ve sonuca odaklı organizasyonlar planlamalıdır. Sütün “Çiftlikten Sofraya” olan sürecinin her aşamasının izlenebilirliği sağlanmalı, üreticilerin bu konudaki çalışmaları desteklenmelidir. Süt ve süt ürünlerindeki denetim artırılmalı, sokak sütü ve kayıt dışı üretim, sonlandırılmalıdır” açıklamalarına yer verdi.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Gıda mühendislerinin üretim, satış, depolama ve denetim gibi her aşamada görev almasının önemine dikkat çeken Başkan Manavoğlu, “Gıda mühendisleri, üretim, satış, depolama ve denetim gibi her aşamada görev almalıdır. Bu anlamda Gıda Mühendisleri Odası tarafından Tarım ve Orman Bakanlığı’na önerilen ‘Yetkilendirilmiş Gıda Danışmanı’ sistemi uygulamaya konulmalıdır, Tüketiciler nezdinde oluşan bilgi kirliliğinin önlenmesi konusunda, süt ve süt ürünleri alanında uzman meslek grupları ile işbirliğine gidilmeli, toplumun doğru bilgilendirilmesi konusunda çaba sarf edilmelidir.  Bizler, süt ve süt ürünleri tüketiminin önemini vurgulamaya, sürdürülebilir ve güvenli üretimde görev almaya, halkımızın sağlıklı beslenmesi konusunda öneri ve görüşlerimizi her platformda iletmeye devam edeceğiz. Amacımız sektördeki sorunların çözümüne katkıda bulunmak, tüketici ve üreticinin refah seviyesinin artmasını sağlamaktır. Her vatandaşımızın sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenme hakkını talep etmeye devam ederken, süt ve süt ürünleri ile ilgili yanıltıcı ve bilimsellikten uzak açıklamalara karşı duracağız” sözlerine yer verdi.