Toplu ulaşımla seyahat Antalya’da insanın sinirleriyle imtihanı aslında.
Minibüse biner binmez cep telefonuyla konuşmaya başlayıp ininceye kadar konuşandan tutun da at nalı gibi tabelaları okumayıp şoföre güzergâh sorana, kartı olmayıp bakiyesi yetersiz olup kart isteyenlere kadar her çeşit insanla sınava giriyorsunuz.
Gençlerin vurdumduymaz halleri ve saygısızlığı,
İnecek yolcunun son anda yerinden kalkması ve araçtaki insanlara yaptığı saygısızlık ve terbiyesizlikler,
Durağa yakın yerde bekleyen ve bu insanlara günün sonunda spor yaptırmayı eğlence olarak adlandıran sürücülerin egosu,
KC35’in Konyaaltı Caddesi’nde bekleyenleri ağaç edip dolu geçmesi,
Bunlara yüzlerce ek yapılabilir.
Hepimiz ulaşımla günün belli saatlerinde sınanıyoruz.
Sürücü ayrı sıkıntıda yolcu ayrı
Antalya’da toplu ulaşımı kullanan insanlara öncelikle otobüsün arka tarafının da aynı yöne gittiğini anlatmak lazım.
Önde bekleyip her türlü tacize maruz kalmanın mantığını bir türlü anlamış değilim. Bir insan neden iki adım atıp yeni binen insanlara yol açmak istemez ya da sonradan binenler neden hep haksız olur?
Kendinizi durakta bekleyen insanların yerine koyun biraz.
Onlar da evine yetişmek durumunda.
Bir çoğu evine, kreşe, yetişmek durumunda.
Bu minibüsü kaçırırsa bir sonraki ne zaman gelir bilinmez. Tahmini süre 40 dakika özellikle akşam saatlerinde.
Evde kocası okulda çocuğu bekleyen kadınları düşünmek lazım.
Daracık sokaklarda her apartmanın önünden yolcu toplayan, geç kaldığı için müşteriye hesap vermek durumunda olan sürücüleri de düşünmek lazım.
Tabi ki her insan önce kendisini düşünecek ancak biraz daha birbirimize saygılı olmak durumundayız.
Tabi ki bunca sıkıntının altında yatan sebeplerden birisi de seferden çekilen araçlar. Sayın Türel’in bu sorunu çok kısa zamanda çözeceğinden hiç kuşkumuz yok ancak şunu söylemeden de geçemeyeceğim “ Sayın Başkan birileri sizi sabote ediyor bilginiz olsun”
Ayrıca Antalya’ya gelirken arabamı sattığım için o kadar pişmanım ki anlatamam.