Unabomber

18 yıl boyunca Amerika’nın başına bela olmuş, FBI tarafından yakalanamamış bir matematik profesörü Theodore Kaczynski’nin hikayesini anlatacağım sizlere…

Ted, daha 16 yaşındayken Harward Üniversitesi’ne giriyor. Oldukça zeki, gelecek vaat eden bir öğrenci. Harward’dan mezun olduktan sonra Michigan Üniversitesi'nde matematik alanında doktora yapıyor, Berkeley Üniversitesi'nde en genç öğretim üyesi olarak görev alıyor. Sonrasında içinde bulunduğu sistemden fazlasıyla rahatsızlık duymaya başlıyor.  İlkel bir yaşam sürmek için akademik kariyerini bir kenara bırakıp Montana’nın kırsalına yerleşerek dış dünyayla bağlantısını tamamen kesiyor ve ormanın içinde küçük bir kulübede yaşamaya başlıyor. Teknolojiden uzak, elektrik bile olmayan bir kulübede 20 yıl boyunca hayatını devam ettiriyor.

Kulübede yaşadığı süre boyunca bombalar yapıp bu bombaları posta yoluyla teknolojiyi geliştiren, doğayı tahrip eden kişilere göndermeye başlıyor. Bu saldırılar 1978’de başlıyor ve toplam 16 saldırı gerçekleştiriyor. 17 yılda 3 kişiyi feci şekilde öldürüp 23 kişinin de yaralanmasına yol açıyor.

Bombacı, genelde bombaları üniversitelere gönderdiği için Unabomber lakabıyla anılmaya başlıyor. Bu bombalar, ABD’de ülke genelinde büyük bir korku yaşatıyor. Gönderdiği her bomba, ortalığı kaosa çeviriyor ve herkes tarafından büyük ilgi uyandırıyor.

Terörist mi özgürlük savaşçısı mı? Devrimci mi seri katil mi? FBI, bu bombacıyı bulmak için büyük bir ekiple titizlikle çalışıp iz sürüyor lakin bombacı arkasında fazla delil bırakmadığı için soruşturma her defasında bir çıkmaza düşüyor.

VE SONRASI...

Bundan sonrası herkesin gözü önünde oldu. Unabomber saldırılara devam etti. Başlarda fazlasıyla amatör bombalar yaparken bu zaman zarfında kendini geliştirerek ölümcül bombalar yapmayı başardı. Yakalanamamasından dolayı büyük bir üne kavuştu. Nadir görülen korkunç bir insan, popüler kültür ikonu olmaya başladı. Resmen FBI’la dalga geçiyordu.

1995’te 35 bin kelimelik  ‘Sanayi Toplumu ve Geleceği’ adlı bir manifesto yazdı ve FBI’a gönderdi. Bu mektupta manifestosunu yayınlarlarsa eylemlerini bitireceğini söyledi. Resmen FBI’ı köşeye sıkıştırıp pazarlığa oturdu. FBI bu durumdan pek hoşlanmadı ama çaresiz bir şekilde manifestoyu yayımladı. Yetkilerin tek umudu bu metni okuyup birilerinin bombacıyı tanıyıp ihbar etmesiydi. Bunun üzerine 2 bin 500’e yakın ihbar geldi.

Tam da bu olayların üstüne ilginç bir olay yaşandı. Ted’in erkek kardeşi David’in eşi Linda, hiç tanışmadığı ve rastlaşmadığı eşinin ağabeyinin, eşine yazdığı mektuplardan yola çıkarak bombacının Ted olabileceğini düşündü ve bu düşüncesini eşiyle paylaştı. Bu düşünce David’e başta imkansız gibi görünse de ağabeyinin katil olamayacağını söyledi ama manifestoyu okuduktan sonra içine büyük bir şüphe düştü. Linda, bir dedektiften yardım istedi. Dedektif mektuplarla manifestoyu karşılaştırarak büyük benzerlik taşıdığını söyledi ve David öz kardeşi Ted’i ihbar etti. Ve Ted, 1996 yılında kulübesinde yakalandı.  Bombacının yakalanması çok ses getirdi. İnsanlar günlerce bombacının yakalandığından ve yargılanmasını yakından takip etti. Ted’in savunma avukatları Ted’i idamdan kurtarmak için deli olduğunu ispatlamaya çalıştı; Ted buna sonuna kadar karşı çıktı ve suçunu itiraf etti.

Tabii bu süreçte avukatlar savunma için Ted’in geçmişini detaylı bir şekilde araştırdı. Harward’da okurken 3 yıl boyunca etik olmayan psikolojik bir deneye maruz kaldığı ortaya çıktı. Bu deney sorgulama taktikleri üzerine yapılan gizli bir araştırmaydı. Uzmanların çoğunun kanaati 3 yıl boyunca bu deneylere maruz kalması Ted’de geri dönüşü olmayan psikolojik sorunlara yol açtığı yönündeydi ama Ted bu tezi de sonuna kadar inkar etti. Hiçbir zaman onun iradesini kıramadıklarını savundu. Sonuçta Ted, müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Geçtiğimiz günlerde 81 yaşında hücresinde ölü bulundu. Bütün hikayeyi daha detaylı öğrenmek isterseniz Netflix’te 4 bölümlük bir belgeseli var. Çok parlak bir matematik profesörünün katile dönüşme hikayesi...