Unutulanlar!

Türk kadını Kurtuluş Savaşı'nda olduğu gibi Cumhuriyet aydınlanmasında da önemli görevler almıştır. Kimi sırtında bebesi cepheye mermi taşımış, kimi topluma vatan sevgisi aşılayan coşkulu şiirler okumuş, yazılar yazmıştır. Emperyalizme karşı direnen ilk kadın yazarlarımızdan biri de Şükufe Nihal Başar'dır.

İlk yazısını 13 yaşında iken İttihat Gazetesi'nde yazdı.

Anadolu'daki ulusal savaşa şair, yazar, öğretmen olarak katkı koydu.

Açtığı yoldan bugün onlarca kadın yazarımız ilerledi.

Cumhuriyet aydınlanmasına ışık oldu.

Evinde düzenlediği şiir toplantılarına yasaklar geldi.

Dinlemedi yasakları, yılmadı, üretti.

Roman, hikayeve daha çok da şiirlerinde vatan sevgisi vardı.

1919'da Edebiyat Fakültesi'nin ilk mezunudur.

Yedi şiir kitabı, beş roman, bir öykü, iki seyahat kitabı yazdı.

'Neme yetmez?'adlı şiiri bestelendi.

CinuçenTanrıkorur okudu şarkıyı.

'Yakut, mine, zümrüt bana birdir kayalarla;
Bir gül dikeninden kanayan el neme yetmez?
Kaşane, sedir, sırma, ışık onların olsun;
Bir köhne kitap, bir sarı kandil neme yetmez?'

'Domaniç Dağlarının Yolcusu'adlı romanı film oldu.

İstiklal Harbi sırasında, vatan aşkını evlat sevgisinden üstün tutan, bu uğurda düşmana yol gösteren oğlunu vuran bir anneyi Domaniç köylerinde arayan bir yazarın gözünden dönemin insan karakterleri üzerine yazılmış bir romandır.

Kurtuluş Savaşı'nda çok sayıda mitingde hararetli konuşmalar yaptı.

Sultanahmet Meydanı'ndaki mitingde yaptığı konuşmada şu sözler tarihe geçti.

'Ey aziz vatan beşiğimiz sendin, mezarımız yine sen olacaksın.'

Kadınların siyasi hayatta yer alması için çalıştı.

İki evlilik yaptı, romanlara konu olan iki büyük aşk yaşadı.

1962 yılında bir kaza geçirdi.

Bir bacağını kaybetti.

1965 yılında huzurevine yatırıldı.

Kızının, bebeğini doğururken ölmesi onu tüketti.

1973'te aramızdan ayrıldı.

Aşiyan'a gömüldü.

Gazetelerde ölüm haberi duyurulmadı!

'Kadın duyarlılığı' olarak nitelenen coşkusu, isyanı ve hüznü ile bu ses, unutuldu gitti.

Onu tanıyanlar için sadece 'İdealist bir kadın yazar' olarak kayıtlara geçti.

Ben o kalpaksız kuvvacı Şükûfe Nihal'i sevgi ve saygıyla anıyorum.

Bu değerlerin unutulmaması gerektiğini düşünüyorum.