Uşak, antik çağlarda ‘Temenothyrea’ adıyla anılan, tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış bir yer. MÖ 4000 yılına kadar uzanan köklü geçmişi, bu bölgenin ne denli önemli bir yerleşim yeri olduğunu gösteriyor. Bronz Çağı’nın etkisiyle Uşak, insanların hayat bulduğu bir merkez haline geldi. MÖ 2000’lerde Anadolu’nun ilk siyasi birliğini kuran Hititler, bu topraklara hükmetti. Ardından Frigler, MÖ 1000 civarında batı sınırlarını oluşturdu fakat Uşak, asıl İyon kültüründen etkilendi. MÖ 7’nci yüzyılda, cesur Kral Gyges liderliğindeki Lidya İmparatorluğu, Uşak’ın kapılarını araladı. Bu topraklar, Lidya’nın şanı altında parlamaya başladı. Bölge, MÖ 546’da Lidya’nın düşüşüyle birlikte Perslerin gölgesinde kaldı.
Zaman ilerledikçe Makedonyalı Büyük İskender’in Anadolu seferi ile Uşak, yeni bir döneme adım attı. MÖ 334 yılında İskender’in egemenliğine girdi, onun ardından gelen dönemde Antigonos’un yönetimi altına geçti. Bir süre sonra Bergama Krallığı’na bağlanan bu topraklar, MÖ 189’da Roma İmparatorluğu’na katıldı. Roma’nın ikiye ayrılmasıyla birlikte Uşak, Doğu Roma sınırlarına dahil oldu ve 12. yüzyıla kadar Bizanslıların himayesinde kaldı.
1071’de Selçuklu Türkleri, bu bereketli topraklara göz dikti. Selçuklularla Bizanslılar arasında kıyasıya bir mücadele başladı. Nihayetinde, 1176 yılında gerçekleşen Miryakefalon Savaşı’nda Selçuklular, Uşak’ı fethetti. Ardından, Germiyanoğulları beylik döneminde Uşak, bu beyliğe geçti. 1391 yılında, Yıldırım Bayezid, Germiyanoğulları’nın hakimiyetine son vererek Uşak’ı Osmanlı topraklarına kattı. Fetret Devri’nde bir süre beylikler yeniden canlansa da 1429’da Germiyanoğulları’nın son hükümdarı II. Yakup Bey’in vasiyetiyle bu topraklar tamamen Osmanlı’ya bırakıldı. Osmanlı idaresinde, Kütahya Sancağı’nın bir kazası olan Uşak, zengin tarihini koruyarak ilerlemeye devam etti ama Uşak’ın hikayesi burada bitmedi. 29 Ağustos 1920’de, Yunan kuvvetleri bu topraklara adım attı fakat Uşak halkı, 1 Eylül 1922’de cesurca karşı koyarak özgürlüğünü kazandı. Osmanlı döneminin ardından 20 Nisan 1924’te idari düzenlemelerle Kütahya vilayetinin bir parçası olmaya devam etti. Nihayetinde 9 Temmuz 1953’te vilayet haline gelerek kendi kimliğini buldu.
PEKİ, UŞAK İSMİ NEREDEN GELİYOR?
Uşak kelimesi Çağatay Türkçesi’nde ‘oğul, evlat’ anlamına geliyor. Rivayet o ki zamanında Mende köyünde yaşayan bir bey vardı. Bu beyin, uzaklarda bir mandırası vardı. Oğullarını sık sık ziyarete gitmek isteyen Bey her gidişinde “Ben Uşşak’a gidiyorum” diyordu. Oğullarıyla olan bu bağlantısı, zamanla bölgenin adını da değiştirdi. İşte o günden sonra, burası Uşak olarak anılmaya başladı.
Bir başka rivayet ise kelimenin başka bir anlamına işaret ediyor. Uşşak kelimesi Arapçada ‘aşıklar’ demek. Bu durumu destekleyen rivayet ise şöyle; Mende Beyi’nin mandırasında, işinin ehli yedi kişi vardı. Her biri sanatına, işine, maneviyatına ve ruhun yüceliğine aşık insanlardı. Mende Beyi, bir gün bu yedi aşıktan birinin kızıyla evlenmesini istedi. Bu durum, bölgedeki insanların kalplerine dokundu. Böylece Uşak, ‘aşıklar şehri’ olarak anılmaya başlandı. Ünlü seyyah Evliya Çelebi, bu şehri ziyaret ettiğinde, Uşak’ın bağları, bahçeleri ve doğasının huzur dolu atmosferi karşısında büyülendi ve Seyahatname’de Uşak’tan, “Buranın aşığı çoktur” şeklinde bahsetti.