ANTALYA Ekspres Gazetesi'nden Güven Güneş'in haberine göre, Akdeniz Üniversitesi’nde Mühendislik Günleri etkinlikleri kapsamında enerji verimliliği tartışıldı. Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükrü Özen’in moderatörlüğünde İletişim Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen panele Elektrik Mühendisleri Odası Şube Başkanı Şaban Tat, İnşaat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Mehmet Soner Akdoğan ve Makina Mühendisleri Odası Şube Başkanı İbrahim Atmaca konuşmacı olarak katıldı. Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Bayram Ali Çeltik, Peyzaj Mimarları Odası Şube Başkanı Gülsüm Kıldan, Şehir Plancıları Odası Şube Başkanı Fulya Yörük, Gıda Mühendisleri Şube Başkanı Ali Manavoğlu ve Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Şube Başkanı Okan Hançer gibi farklı mühendislik disiplinlerinden gelen uzmanlarda panele dinleyici olarak katıldılar. Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Günleri kapsamında düzenlenen panelde öğrenciler, öğretim üyeleri ve sektör önde gelen uzmanları bir araya geldi. Panelde, enerji verimliliği ve sıfır enerji konseptinin önemi, bina tasarımından sürdürülebilir enerji kaynakları, izolasyon teknolojileri ve akıllı enerji yönetimi gibi konular ele alındı. Ekonomik gelişmişlik ile enerji tüketiminin paralel ilerlediğini belirten Elektrik Mühendisleri Odası Şube Başkanı Şaban Tat, dünya da savaşların başlıca nedenleri arasında ülkelerin enerjiye ulaşma arzusu olduğuna dikkat çekti. Tat sözlerine, “Tarihteki savaşların ana kaynağına baktığımızda sebeplerin başında enerji kaynaklarına sahip olma isteği geliyor. Ülkelerin enerjiye olan açlığı nedeniyle stratejik, yazımsal ve farklı türlerde savaşların devam edeceği gözüküyor. Dünya da enerji tüketimi ve ekonomik gelişmişlik seviyeleri paralel olarak gittiğini görüyoruz. Ülkemizden örnek verecek olursak enerji tüketiminde dünya da 19’uncuyuz, ekonomik gelişmişlik olarak 21’inci sıradayız. Dünya da iyi bir noktada olmak istiyorsak eğer enerjide de iyi bir noktada olmamız gerekiyor fakat biz ülke olarak enerji de dışa bağımlı bir ülkeyiz. Türkiye’de şu anda yenilebilir enerji kaynakları dışında başka bir alternatif görünmüyor. Ülkemizde enerji tüketimine baktığımızda en çok konutlarda tüketilirken, gelişmişlik düzeyi daha yukarılarda olan ülkelerde ise bu sanayi alanında olduğunu görüyoruz” dedi.
'ENERJİMİZİ DOĞRU KULLANAMAZSAK YOK OLURUZ'
Enerji tasarrufunda yasal mevzuatların tam olduğunu fakat uygulamada denetimde eksiklikler yaşandığını söyleyen Tat, “En verimli enerji tasarruf edilen enerjidir. Ülkemizde enerji tasarrufu ile ilgili farklı birçok alanda ve sektörde düzenleme ve mevzuatlar var. Uygulama kısmına gelince aynı şeyi söyleyemiyoruz. Bu yılbaşı itibariyle yürürlüğe giren yönetmeliğe göre 5 bin metrekare ve üzerinde yerler için enerjinin yüzde5’ini geri dönüşümden karşılama getirildi. Enerjiyi verimli kullanılması konusunu önemsiyoruz. Bu nedenle ilkokuldan başlayarak enerjiyi verimli kullanma konusuyla ilgili çocuklara okullarda ders verilmesi gerekiyor. Biz enerjimizi doğru kullanamadığımız sürece yok olmaya mahkûm durumuna gerebiliriz” ifadelerini kullandı.
'GERÇEĞE AYKIRI BELGE DÜZENLENİYOR'
Petrol krizinden sonra enerji verimliği konusunda gelişmiş ülkelerin çalışmalara başladığına dikkat çeken İnşaat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Mehmet Soner Akdoğan, “Amerika, Japonya ve Avrupa ülkeleri petrol krizi sonrasında enerji verimliliği artırmak için yaklaşık 50 yıldır çalışmalar yürütüyor. Ülkemizde enerji verimliliği konusunda yasal düzenleme ve çalışmalara dünyaya göre daha geç başladık. 1995- 2007 yılı arasında sadece sanayi yapılarında bu konusunda bir düzenleme mevcutken 2007 yılından sonra da binalarımızı da bunun içine alarak enerji verimliliğiyle ilgili kanun çıkartıldı. Bizde ki her yürürlüğe yasada olduğu gibi bu düzenleme de sonraki yıllara ertelenerek bu süreç tam 6 kez değişikliğe uğramıştır. ‘Neredeyse sıfır enerjili bina’ tanımı ise ancak geçtiğimiz yıl yönetmeliğimize girdi. Kanun, mevzuat ve yürürlük olarak bugün her şeyimiz tam olmasına rağmen uygulama da bunun neresindeyiz? 2010 yılında çıkan enerji kimlik belgesi yönetmeliğinde yapıların ruhsat ve iskân alabilmesi için minimum c sınıfı sağlaması gerekiyor. Antalya’daki yapılara baktığımızda ne hikmetse bütün yapıların c sınıfı sağladığını görüyoruz! Mevzuata aykırı enerji kimlik belgesi düzenleyenler hakkında bizlere çok sayıda şikâyet geliyor. Evrakta sahtecilik gibi ağır bir suç olmasına rağmen maalesef bunun bir yaptırımı ve cezası yok. Bu tarz gerçeğe aykırı düzenlenen kimlik belgeleri için caydırıcı olması adına kesinlikle bir cezası da olması gerekiyor. Gerçek anlamda mevzuatların uygulanması ve denetlenmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
SÖYLEM VE EYLEM TUTARLI OLMALI
Binalarda enerji verimliliği sağlanması adına teşvik mekanizmasının olması gerektiğine vurgu yapan Makina Mühendisleri Odası Şube Başkanı İbrahim Atmaca, “Enerjide yapılan yatırımlar 10 yılın altındaysa geri dönüş sağlıyorsa yeterli gözüküyor. Her türlü enerji yatırımı bugün 10 yılı dahi bulmadığı gibi bu süreler 7-8 yıl gibi daha kısa bir sürelere inerek yatırım masrafını karşılamış oluyor. Güçlü yönlerimize baktığımızda endüstriyel bina sektörünü çok iyi tanıyoruz, kaynak çeşitliliğimiz çok fazla, doğru mekanik projeler yapan çok iyi mühendislik şirketleri var. Ülkemizde iyi uygulama örnekleri varken mevzuat bizim için bir fırsat. Negatif yönlerimize baktığımızdaysa teknoloji de dışa bağımlı olmamız, sınır enerjili binayla ilgili yeterli farkındalık ve bilinç düzeyindeki zayıflık ve en önemlisi işletmelerde yetkin teknik personel olmaması olarak karşımıza çıkıyor” dedi. Atmaca ayrıca 2 bin metrekareyi geçen bina ve yapılar için getirilen merkezi ısıtma zorunluluğunun belediyeler tarafından 15 bin metrekareye çıkarılmasına tepki göstererek, “Belediyenin kendi çalıştay raporunda bunu kendi belirtmesine rağmen verilen bu yanlış karar için tüm uyarılarımıza rağmen karardan vazgeçilmedi. Bu enerjiyi verimli kullanmak değildir. Söylem ve eylem tutarlı olmalıdır. Başka türlü bir yere varamayız” ifadelerini kullandı.
