2019 yılının Kasım ayında Antalya Kültür Merkezi’nde (AKM) bir etkinlik düzenlemiş, Soma Kömür madeninde ölenlerin ailelerine yardım amacıyla düzenlenen bu etkinliğe katılan izleyiciler, 25 özel çocuktan oluşan bir orkestra ile koronun seslendirdiği şarkıları dinlemiş, duygu dolu anlar yaşamıştı. İzleyiciler, o 25 özel çocuğun sanat adına gösterdikleri üstün performansa tanık olmuş, sanat karşısında hiçbir engelin duramayacağını görmüşler, etkinliğin finalinde babasıyla şarkı eşliğinde dans eden Down Sendromlu güzel ve özel bir kızın sevincine de şahit olmuşlardı. Bu etkinliği bir sivil toplum örgütü tasarlamış, sahnelemiş, Antalyalılar da geceye ilgi göstermiş katılarak maddi destekte bulunmuşlardı.
Aile Bakanlığı ile Spor Bakanlığı koordinasyonunda, yani devlet desteğindeki bir proje ise sessiz sedasız 6 yıldır sürüyor. Özel Sporlar Federasyonu tarafından gerçekleştirilen bu projeye hangi partiden olursa olsun yerel yönetimler de lojistik destek veriyor. Türkiye genelinde binlerce Down sendromlu ve özürlü çocuk daha önce hiç görmedikleri, belki hayalini bile kurmadıkları bir dünyada yaşama şansı buluyor.
Bir arkadaşımın da bu proje içinde yer aldığı buluşma ve etkinlikler 6 yıldır aynı tarihler arasında Antalya’da bir otelde gerçekleşiyor. Binlerce özel çocuk hem spor yapıyor hem de yeni dostluklar kuruyor.
Arkadaşımla konuştum.
Bu çocukların;
İlk kez insan içine çıktıklarını,
İlk kez uçağa bindiklerini,
İlk kez deniz gördüklerini,
İlk kez sosyal bir faaliyete katıldıklarını,
Spor yaptıklarını;
Atletizm, masa tenisi, Judo.
Havuza girdiklerini, yüzdüklerini,
O çocuklar içinden dünya şampiyonu çıktığını söyledi.
Aileleri evlerinden alınıyor uçağa biniyorlar.
THY ücret almıyor.
Otelde kalıyorlar, devlet parasını ödüyor.
Yerel belediyeler havuzunu, atletizm pistini açıyor.
Masa tenisi oynuyorlar.
Dün de Masa Tenisi şampiyonası vardı.
‘Her engellinin yapabileceği bir spor var" sloganıyla yola çıkan proje özel çocuklara imkân verildiği zaman bütün engellerin aşılabileceğini gösteriyor. Toplumun da özel çocuklara hassasiyet ve duyarlılıkla yaklaştığı, o bireylerin de evlerinden çıkarak korkmadan, ürkmeden topluma karıştığı görülüyor.
Hepimiz deliler gibi mutluluğu arıyor ve nerede olduğunu bilmiyoruz.
Oysa mutluluğumuz başkalarının mutluluğunda gizli.
Onlara mutluluk verin.
Göreceksiniz, size gelecektir o mutluluk.
Ve insanların yaşam amacı da bu olmalıdır;
Mutluluğun peşinden gitmek.
Saygılarımla...