Vergi mi ne?

Havadis mühim. Limiti 100 bin lira ve üzerinde olan kredi kartlarından 750 lira 'Savunma Sanayi Fonu' ücreti alınacakmış. Teklif Meclis'te imiş. Elbette konu Savunma Sanayi'ne destek olunca, ülke güvenliği açısından önemli ve ciddi. De vatandaş 'eke ek vergisi mi?' diye soruyor. Hani elçiye z olmaz ya, yazalım dedik. Kredi kartından katılım payının yanı sıra, aynı amaçlı olarak tapu işlemlerinde alıcı ve satıcıdan ayrı ayrı 750 lira katılım payı, ilk defa tescili yapılacak olan araçların tescil işlemlerinden 3 bin lira, tescil edilmiş araçların satış ve devirlerinden bin 500 lira noterlik ücreti, diğer işlemlerde ise, işlem başına 75 lira katılım payı alınacakmış. Katılım payı sisteminin 1 Ocak 2025 tarihinde yürürlüğe gireceği söyleniyor. Özetlersek, Savunma sanayinin desteklenmesi amaçlanıyor. Pamuk eller cebe.

***

Tekrar başa dönelim ve gelelim kredi kartı meselesine. Savunma Sanayi Destekleme Fonu kaynaklarının arttırılması amacıyla bazı işlemlerden katılım payı alınacakmış ya. Kredi kartı limiti 100 bin lira ve üzerinde olan tüketici, her bir kart başına yıllık 750 lira ödeyecekmiş. Gelelim kendini savunmak (!) isteyen kart hamillerine, onlar haberi duyar duymaz limitlerini düşürme telaşına girmiş ve limiti 99 bin TL’ye düşürme trafiği başlamış çoktan. Nasıl olsa alternatif var öyle değil mi?

***

Vatandaşın, 'kredi kartına savunma payı hazırlığı veya 'kredi kartına limit vergisi' diye adlandırdığı fon, sahiden bir sürpriz oldu. Zira kredi kartının asgarisini bile ödemekte zorlanan tüketici borç sarmalı içinde. Gelir dağılımında denge şaşmış, sabit ve dar gelirli 'yoksulluk kaderimiz oldu' diye sitem eder olmuş. Bakar mısınız bu arada ekonomistler de şeytanın avukatlığını mı yapıyor ne? '2025, 2024'ü aratacak, vergiler artarken borçlar da artacak, alım gücü düşecek' derken... Allah korusun.

***

Enflasyon düşecek de verilen tarihler ve günler bir türlü tutmuyor. Pazartesi hafta başı, salı sallanır, çarşamba çarşafa dolanır, perşembe ne olur bilmiyoruz ama tavsiye edildiği gibi sabır ve metanetle bekliyoruz. Hani olur da enflasyonun hızı düşer, etiketler de normale döner, misal. Ekonomik koşullar ağır, bırakın yoksulluğu açlık sınırının altında milyonlar var. Bir zamanların orta direği yıkılmış, geriye fakir ve zengin kalmış. Bu tarifeyle bu yaşam.

***

Buyurun, devletin resmi kurumu TÜİK söylüyor 'emekliler yoksullaşıyor' diye. Evet, görüyoruz hatta yaşıyoruz. Emekliler şimdilerde ucuz ekmek kuyruğu, ucuz gıda kuyruğu, ucuz soğan patates kuyruğu falan derken, kuyruk uzayıp gidiyor. Enflasyon oranlarına endeksli olan emekli maaşları, enflasyonun her artışında biraz daha kadük kalıyor. Yine de iyi haftalarınız olsun diyorum.