Vicdan azabı, insanın içinde bir cehennemdir. Lord Byron


Keşke evde olsaydım, keşke onu asla balkonda bırakmasaydım, keşke, keşke, keşke….
Hemen Lara Hayvan Hastanesi’ne gittik. Serum taktılar, 3 gün müşahede altında kalması gerekiyormuş. Kalçasında biraz hasar varmış, bandaj sarılacak. Çok şükür iç kanaması yok.
Benim kendime dün akşamdan beri sorduğum sorular, kızgınlıklarım; olayı duyanlar tarafından yargılar, yorumlar halinde geri döndükçe keşke düşen ben olsaymışım diye diledim. Olayı öğrenenlerin yorumları, bu vicdan azabının açtığı yarayı kanatmaya devam ediyor. Sanki cani, katil ya da en düşüncesiz kedi sahibi benim ve “Konuştukça iyice vuralım ki kahrolsun, hatasını anlasın, en akıllı benim, her şeyi ben biliyorum, benim kedim olsaydı asla bunlar başına gelmezdi” dercesine konuşuyor insanlar.
Dün gece telaştan, hemen apar topar hastaneye gittiğimiz için teşekkür edemediğim, yanımda olan herkese minnettarım. Kedim iyileşse de benim yaram asla geçmeyecek. Vicdan azabı bu dünyanın gerçek cehennemiymiş. Sınavım bitmiyor.