Hani yaşadığımız şu zor günler var ya. Bir virüsün önünde diz çöktüğümüz günler, haftalar, aylar. Mevsimlerin en güzeli en cilvelisi Bahar gelmiş memleket heyhat… Nisan geçti Mayıs'ta bari bir gülüver bu şehre. Hayır mı? O zaman baktık ki hayat bize gülmüyor, biz ona gülelim gıcıklık olsun!..
***
'Memleketime bahar gelmiş'. Kokusunu alıyoruz, hissediyoruz ama yaşayamıyoruz gönlümüzce. Ne uğurladığımız Nisan'ı, ne de merhaba dediğimiz Mayıs'ı. Özgürlüğümüzü risk kısıtlıyor. Aylar var ki korona dolaşıyor dünyayı, hem de keyfince! Hiçbir şey eskisi gibi değil, dünya eskisi gibi değil. Peki ya bundan sonrası; kocaman belirsizlik. Veya yaşantımızı yeniden formatlayacağız. Bundan sonrasına o karar verecek.
***
Sınavımız zor velhasıl. Tamam bizi izole etti ama hayal gücümüzü unuttu hasbam. İşte tam da zamanı baharın savurduğu düşüncelerimizi hayal gücümüzü öne çıkarmanın. Sevgi dolu sıcacık bir gülümseme, alışık olduğumuz candan bir sanal selamlaşma. Ve de canımızın çektiği hayal gücümüzün yettiği yerlere doğru koronaya bile hesap vermeden.
***
Mesela özlemini duyduğumuz bir memleket köşesine gidebiliriz sanal alemde. Hadi gidelim mi? O halde sizi şöyle alalım. Virüsü fırsata çevirip, mevsimlerin en güzeli Bahar'ı sanal alemde yaşayalım. Gönlümüzün çektiği, kokusunun burnumuza değdiği bi yerlere gidelim. Hani 'Bir şey söyle ki, sözü aşsın öze değsin' der ya yazar. Gelin kederli ruhumuzu tazeleyelim. Hayallerle aşıp gidelim. Özdemir Asaf dizelerinde baharı anlatırken ne diyor;
'Baharda kışı, kışın baharı özler insan.
Kavuşmak şart mı boş ver,
Bazı şeyler yokken de güzel'
***
O halde biz var edelim sanal dünyamızda. Alıp başımızı gidelim. Nasıl olsa mesafeleri de yok ediyoruz. Bugünlerde ben de bir memleket tutkusu üzerinize afiyet. Ve de yolculuğum İzmir'e. Hava mis gibi, Ege'nin imbatı geliyor burnuma. 8.10 vapurundayım. İzmir-Karşıyaka arasındaki en popüler saat. Hah, işte çaycı da geldi, Körfez vapuru, kıçtan denizin mavisini beyaz köpüklere boğuyor. Bir elde çıtır gevrek, diğer elde tavşan kanı çay. Gevrek martılarla paylaşılır, çay da sohbetle. Doyum olmayan 20-25 dakikalık keyif. Her sabah yaşanan bir ritüel. Haydi bana eyvallah…