GÜNDEM

Yangına değil sonrasına önlem!

Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, orman yangınlarının önlenmesi için gereken adımların atılmadığını ifade ederek, “Biz ormanların yanmaması için değil, yandıktan sonrası için önlemler alıyoruz. Halbuki önemli olan orman yangınlarının çıkışlarını engellemektir” dedi

ANTALYA Ekspres Gazetesi'nden Güven Güneş'in haberine göre, son dönemde başta Antalya ve ülkemizde artan orman yangınları, ekosisteme ve doğal varlıklarımıza büyük zararlar verirken, uzmanlar yetkilileri daha fazla önlem almaya çağırıyor. Orman yangınlarının sıklığı ve şiddeti göz önüne alındığında, önleyici tedbirlerin alınmamasının büyük bir risk taşıdığı belirtiliyor. Orman yangınlarına müdahale etmek için yapılan çalışmalara rağmen, önleyici tedbirlerin ağırlık kazanması gerektiği konusunda uzmanlar uyarıyor. Prof. Dr. Ekolog Tuncay Neyişçi, ülkemizde orman yangınlarını önlemeye yönelik çabaların yetersiz olduğunu belirterek, yangınları önlemek için alınacak tedbirlerin önemine dikkat çekti.



SONRASI İÇİN PLAN
Orman yangınlarının engellenmesinde çoğunlukla söndürme çalışmalarına odaklanıldığını ifade eden Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, “Orman yangınlarının çıkışlarını engellemenin ve yayılmasını önlemenin temelinde bilinçli bir önleyici yangın yönetimi uygulaması gerekmektedir. Her yıl özellikle yaz aylarında, orman yangınlarına karşı sorumlu olan kurumların açıklamalarına baktığımızda gerekli tedbir aldıklarını dair açıklamalarını görürüz. Kuraklık, yüksek sıcaklık ve küresel iklim değişikliği nedenlerinden dolayı da yangın riskinin arttığı belirtilir. Bu doğru ama yetersiz bir bilgidir. Orman yangınlarının çıkmasını önlemeye yönelik çalışmalardan ziyade sonrası için nasıl bir yol izleneceği ve nasıl bir hazırlık yapıldığını duyarız. Biz ormanların yanmaması için değil, yandıktan sonrası için önlemler alıyoruz. Hâlbuki önemli olan orman yangınlarının çıkışlarını engellemektir. Yangın büyük bir alana sıçradıktan sonra ne yaparsanız yapın, artık o saatlerde elinizden bir şey gelmez. Yakın dönemde yaşanan Manavgat ve Marmaris’te ki yangınlara baktığınızda havadan veya karadan yapılan söndürme çalışmalarının yeterli olmadığını gördük. Bu büyükteki yangınlarda elinizde ne kadar uçak, helikopter veya ekip olursa olsun, söndürmeniz mümkün değildir. Zaten bu yangınlarda nitekim büyük ölçü de kendiliğinden yavaşladığı, yön değiştirdiği veya orman bittiği için ancak bu şekilde söndürülebilmiştir” dedi.



TARIM ARAZİLERİ VE UYARICI LEHVALAR VURGUSU
rman yangınlarına karşı daha kapsayıcı bir politika yürütülerek yangınların başlamadan önüne geçilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Neyişçi, “Her yıl ülkemizde, özellikle güney bölgemizde bulunan Muğla, Antalya ve Mersin bölgelerinde bu yangınların daha sık çıktığını görüyoruz. Bu bölgeler aynı zamanda turizm bölgesi olması nedeniyle milyonlarca insanı da buralara çekiyor. Yangın riskinin yüksek olduğu ve aynı zamanda her yıl milyonlarca ziyaretçisi olan bu güney illerimize baktığımızda; karayollarındaki uyarıcı levhalardan tutunda tatilcileri bilgilendirici bir çalışma yapıldığını görmüyoruz. Hani derler ya; bir elin parmağını geçmez diye tam olarak bu durum yaşanıyor. Aynı zamanda ormanla bitişik olan tarım arazileri de yapılan tarım çeşidi de orman yangınlarında büyük rol oynamaktadır. Orman yangınlarını tetikleyecek ve kolay tutuşan buğday, saman, arpa gibi kolay tutuşan ürünler yerine farklı ürünler tercih edilmelidir. İnsanların ormanlık alanlarda ateş yakma ve piknik yapma gibi riskli davranışlara karşı, bu dönemlerde vatandaşların ormanlık alanlara giriş ve çıkışlarının yasaklandığını görüyoruz. Bu karar iyi olsa da yeterli değildir. Her yıl milyonlarca hektar orman alanı, alevlerin pençesine düşüyor. Orman yangınları, doğal yaşamı tahrip ederken, ekonomiye ve insanlara da büyük zararlar veriyor. Bu nedenle ormanlık alanlarda düzenli olarak temizlik çalışmaları yapılmalı, kuru otlar ve yanıcı malzemeler ortadan kaldırılmalıdır” şeklinde konuştu.



ÖNLEM KOLAY, GERİ DÖNÜŞÜ ZOR
Prof. Dr. Neyişçi sözlerine, “Yangınların çıkmasını engellemek, orman varlıklarımızı ve doğal yaşam alanlarını korumak için en etkili stratejidir. Ancak, yangınlar çıktığında da hızlı müdahale ve etkin söndürme çalışmaları büyük önem taşır. Unutulmamalı ki, ormanlarımızı kaybettikten sonra geri getirmek çok zordur. Orman yangınlarıyla mücadelede sadece yangın sonrasına odaklanmanın yetersiz olacaktır. Bu konuda daha fazla önlem alınması ve toplumun da bu konuda bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Ormanlarımızın geleceğini korumak için orman yangınlarına karşı önleyici tedbirlerin acilen hayata geçirilmesi büyük önem taşıyor. Sivil toplum örgütleri ve bu konu da uzman kişilerinde görüşlerini alınarak beraber ortak bir çalışma yürütmekte son derece önemli bulduğum diğer bir konu. Ayrıca orman yangınlarının çıkış noktalarını izlemek için daha fazla yangın kulesi kurulmalı ve yangın gözetleme hizmetleri güçlendirilmelidir. Yangın söndürme ekiplerinin sayısı ve kapasitesi artırılmalıdır. Ayrıca, ekiplerin eğitimi ve teknolojik ekipmanları güncel tutulmalıdır. İklim değişikliğiyle mücadele eden politikalar geliştirilmeli ve ağaçlandırma projeleri desteklenmelidir” ifadelerini kullandı.