Balık hafızalı mıyız ne? Hani 99 depremi milat ilan edilmişti, neden nasıl unutuldu ki? Daha iki yıl önce yaşamadık mı yüzyılın depremi denilen 7,7’lik 6 Şubat cehennemini. Canlarımız yitip gitti de ulusça matem yaşamadık mı? Ee ne oldu; iki gün önce yine yürekler ağza geldi ve bu kez İstanbul sallandı 6,2 büyüklüğünde şiddetli bir depremle. Ardından vuran, yüzün üzerinde artçılar. İstanbul çığlık çığlığa.
***
Oysaki ülkemizin deprem gerçeğini yer bilimcileri “Türkiye'nin herhangi bir coğrafyasında her an deprem olabilir” diye üzerine basa basa söylüyor da uzun uzun bilimsel verilerle anlatmıyor muydu? Ve halen bilimin ortaya koyduğu gerçekleri anlatıyorlar bilim insanları, yer bilimcileri, büyük büyük profesörler uyarıyor. Peki, bilim insanlarının sesini duyan olmuyor mu Allah aşkına. Hani 1999 depremi 'milat' kabul edilmişti. Ne oldu, unutuldu mu? Neden miladı unuttuk da milattan sonrasını(!) yaşıyoruz?
***
Bilim insanları, yer bilimcileri televizyon ekranlarına çıkıyor, karşılarında Türkiye haritası, riskli bölgeler ile fay hatlarının etki alanlarını anlatıyor. Nefesleri kuruyuncaya kadar. Doğu Anadolu, Batı Anadolu ve Kuzey Anadolu fay hattının ne olduğunu, hangi coğrafyada ne kadar sismik hareket meydana getireceğini inceden inceye vatandaşın anlayacağı biçimde anlatıyor, uyarıyor da yetkililerde tık yok.
***
Yıllarca, kafamıza vura vura anlattılar, “Kentsel dönüşüm hızlandırılmalı” diye. Anlamamışız, dinlememişiz ki depreme dirençli olmayan, makyajlı binaların enkazları altına gömdük canlarımızı, ulusça kahrolduk. O halde sormak hakkımız ‘1999 miladı’ neden unutuldu?
***
Ne diyordu bilim insanları, “Türkiye'nin herhangi bir yerinde her an deprem olabilir”. Yani merkezi hükümetler uyarılıyordu. Depremin siyaset üstü olduğunu, depreme dayanıklı yerleşim alanlarının oluşturulmasını, kentsel dönüşümün hızlandırılmasını, riskli binaların güçlendirilmesini tekrarlayıp duruyorlardı. Yerel yönetimler uyarılıyor “Tedbir şart” deniyordu. Kim ne yaptı Allah aşkına?
***
Deprem bölgelerine uyumlu yerleşim yerleri seçildi mi, yaşam alanları inşa edildi mi? İnşaat ya da denetime falan girmeyelim. Türkiye'nin deprem gerçeği karşısında toplum olarak deprem kabusu ile yaşıyoruz. Mademki Türkiye bir deprem ülkesi, peki o halde bizi yönetenlerden depreme dirençli yerleşim alanları talep edelim. İmar affı değil, deprem bölgelerine uyumlu yaşam inşa etmelerini talep edelim. Yeri gelmişken de soralım, bu anlamda ne gibi projeler üretiliyor, kentsel dönüşümün geldiği nokta? Ülkemiz nasıl bir tehdidin altında biliyor ve anlıyoruz. Ama deprem bilincini nasıl kazanırız pek kavrayamıyoruz sanki. Korkularımız ve hatalarımız ile yüzleşmiyor kaçıyoruz. Kadere mi sığınıyoruz acaba?