Adana’nın en eski yerleşim bölgelerinden biri olan Yüreğir, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yaptı. Seyhan Nehri’nin doğusunda yer alan ilçe, M.Ö. 6000’lere kadar uzanan köklü geçmişiyle dikkat çekiyor. Hititlerden Asurlulara, Urartulardan Perslere kadar pek çok medeniyetin izlerini taşıyan bölge, Büyük İskender’in seferleriyle Makedonların, ardından ise Roma İmparatorluğu’nun yönetimine girdi. Roma döneminde önemli bir ticaret merkezi hâline gelen Yüreğir, Bizans döneminde de stratejik önemini korudu.
Malazgirt Zaferi’nin ardından Türklerin Çukurova’ya yönelmesiyle bölge, Selçukluların ve Ramazanoğulları Beyliği’nin hâkimiyetine girdi. 1517 yılında Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi ile Osmanlı topraklarına katılan Yüreğir, uzun yıllar boyunca tarımsal üretimiyle öne çıktı. Cumhuriyet’in ilanından sonra hızla gelişen ilçe, 1986 yılında Seyhan’dan ayrılarak bağımsız bir ilçe statüsü kazandı. Günümüzde sanayi, ticaret ve hizmet sektörleriyle ekonomik olarak büyümeye devam eden Yüreğir, kentsel dönüşüm projeleriyle modern bir kimliğe bürünürken tarihî mirasını korumayı sürdürüyor.
PEKİ, YÜREĞİR İSMİ NEREDEN GELİYOR?
Adana’nın köklü ilçelerinden Yüreğir, adını Oğuzların Üçok koluna mensup Yüreğir (Üregir) boyundan alıyor. 11. yüzyıldan itibaren Çukurova'ya yerleşen Yüreğirler, bölgedeki Türk varlığının önemli temsilcilerinden biri oldu. Ramazanoğulları Beyliği döneminde Çukurova’da güçlü bir nüfuz kazanan Yüreğir boyu, Adana ve çevresinde kalıcı izler bıraktı. İlçeye adını veren bu topluluk, bölgenin Türk-İslam kimliğinin oluşmasında önemli rol oynarken günümüzde de tarihî mirasıyla anılmaya devam ediyor.