Mesleğimi sokakta icra ederken, içimi acıtan öyle fotoğraflar çektim ve gördüm ki, dün gördüğüm birkaç kare fotoğraf yüreğimi kanattı. ABD'de 3 çocuk annesi bir kadın, kanser hastası olan 4 yaşındaki oğlunun ve ona sürekli destek olan 5 yaşındaki kızının fotoğrafını Facebook'ta paylaşmış. Dün de bu fotoğraflar bizim sosyal medyada yayınlandı. Küçük bir erkek çocuğu tuvalete eğilmiş, belli ki gördüğü tedavilerden dolayı aldığı ilaçlar ağır gelmiş, kendisinden 1 yaş büyük ablası da hemen yanı başında ona yardım ediyor.
Paylaşım bir anda yoğun ilgi toplamış. Fotoğrafları paylaşan editör duygularını şöyle ifade etmiş:'5 yaşındaki güzeller güzeli Aubrey'in, bir zamanlar tanıdığı canlı, enerjik küçük kardeşi şimdi sessiz, hasta ve yorgun. Çünkü eskiden oyunlar oynayıp muzırlıklar yaptığı kardeşi kansere yakalanmış. ABD'nin Teksas eyaletinde yaşayan KaitlinBurge, fotoğrafla birlikte bir de yazı yayınlamış. Yazıda kardeşi Beckett'a 15 ay önce kanser teşhisi konulduğundan beri 5 yaşındaki Aubrey'in kardeşiyle ilgilendiğini ve ona zaman ayırmak için çok sevdiği jimnastiği bıraktığını, ailesinden ilgi göremediğinden ise hiç şikayet etmediğini yazmış. Kardeşinin hastalığıyla tüm düzeni bozulmasına rağmen 5 yaşındaki Aubrey'in desteğini sürdürdüğünü belirten anne, yaptığı paylaşımla hastalığın aileleri nasıl etkilediği konusuna dikkat çekmiş. Aubrey ve kardeşi Beckett'ın fotoğrafı tüm dünyada paylaşılmaya yorum almaya devam ediyor.'
KaitlinBurge, Aubrey'in kardeşine desteğiyle ilgili şunları paylaşmış:'Aubrey'i neden bu evrede yanımıza aldık ve neden hepsini küçük yaşta öğrendi? Çünkü çocukların desteğe ve beraberliğe ihtiyacı var onu kardeşinden uzak tutamayız. En önemli şey, durumdan bağımsız olarak onların birbirine destek olduğunu göstermekti. Hasta kardeşi banyodayken yanında çok zaman geçirdi. Yanından hiç ayrılmadı. Ona destek verdi ve durumdan bağımsız olarak onunla ilgilendi. Bugün daha yakınlar. Eminim ki Aubrey, her zaman kardeşiyle ilgilenecek.'
Bu fotoğraflara bakarken, annenin kız çocuğunun desteği ile ilgili duygularını okurken içim acıdı. Bu kadar küçük yaşlarda bu hastalığa yakalanmak bana şunu söylettiriyor, bilmem haksız mıyım? Hiç birimiz eşit doğmuyoruz. Farklıyız birbirimizden. Yoksul veya zengin, hasta ya da sağlıklı doğabiliriz. Yoksulluktan zenginliğe, hastalıktan sağlıklı yaşama dönülebildiği gibi, zenginken yoksul, sağlıklı iken hastalıklı hale de düşebiliyoruz.
Bazı çocuklarımız küçük yaşlardan itibaren lösemi hastalığı gibi tedavisi zor ama imkansız olmayan hastalıklarla tanışabiliyor.Fakat iyi bir tedavi ve yüksek moralle birlikte lösemide iyileşme oranının yüzde 85/90'lara ulaştığını güzel bir haber olarak verebilirim. Evet tedavisi zor ama imkansız olmayan bu hastalık türü için öncelikle erken teşhis, sonrasında ise moral çok önemli. Sizin de sosyal medyada rahatlıkla bulabileceğiniz fotoğraflara baktıktan sonra yaklaşık 20 yıldır lösemili çocuklar için ışık olmayı ilke edinen Lösemili Çocuklar Vakfı'nın (LÖSEV), açıkladığı bilgilere göz gezdirdim.
-Çocukluk çağındaki kanser vakalarında yüzde 35 ile lösemi ilk sırada yer alıyor.
-Lösemi 2 ana gruba ayrılıyor. Akut lenfoblastik ve akut myeloblastiklösemi.
-Türkiye'de her yıl 16 yaşın altında 1200/1500 lösemi hastası çocuk bildiriliyor.
-Her yaşta lösemi görülebiliyor.
-Sıklık yaşı 2-5 yaş arası.
-1 yaşın altı ve 10 yaşın üstünde tedaviye cevap azalıyor.
Belirtiler nedir diye sordum...
İştahsızlık, kansızlık, zayıflama, bacaklarda kemik ağrıları, cilt altında kanamalar, burun ve diş eti kanamaları, ateş, ayrıca yayıldığı organlara ait belirtiler, örneğin baş ağrısı, kusma, karın ağrısı, görme bozuklukları önem taşıyabilir.
Eğer çocuğunuzda bu yakınmalar varsa çocuk hematoloji (kan hastalıkları) uzmanlarına müracaat etmeniz gerekiyor.
Lütfen 'Bana bir şey olmaz!' demeyin.