Onunla aynı gün doğmuşuz, gerçi 2 sene var aramızda ama olsun. Bulunduğu her filmde, dizi ve programda ışık saçan bir enerjisi var. Oyunculuğunu çok beğeniyorum. Şimdi her dizide aynı ses tonu ve aynı mimikle oynayan yeni oyuncular gibi değil. Girdiği her karakteri ayrı ayrı yaşatan özel bir yeteneği var. Gürgen Öz’den bahsediyorum. Bence iyi bir oyuncunun sinema tarihi ve edebiyat alanında donanımlı olması onu diğerlerinden ayırıyor. Çünkü dönemimizde sadece güzel ve yakışıklı oldukları için tek düze oynamaktan başka yeteneği olmayan birçok oyuncu var. Gürgen Öz başka!Yitik Ülke Yayınları’ndan çıkan kitapları bile var, “Karanlık Köy” isimli romanı ve “Nevrotik” isimli öykü kitabı , okumak için sabırsızlandığım eserleri.
Hazır sömestir vakti, canınız ailece film izlemek isterse, size gönül rahatlığıyla tavsiye edeceğim bir film var: “Zaman Makinesi” .
Bu film, 2014 yılında vizyona girdi ve ben iki kez izledim, yine de izlerim. Gürgen Öz’ün oyunculuğu, Seda Bakan’ın tatlılığı filmden aklımda kalanlar. Ama asıl zihnime kazınan ve sıklıkla kendim için de uygulamaya çalıştığım bir sahne var:
Deniz, odasının kapısında ona kızıp bağıran abisini duymamak için kulaklığı takıp dans ediyor. Abisi, gerçekten üzgün olduğunu düşünsün diye de ağlıyormuş gibi kendince efekt yapıyor. Öyle tatlı ve neşesi bulaşıcı ki…
Bu sahneyi kendime nasıl uyguladığım konusuna gelirsek; canımı sıkan sohbetlerde aklıma em sevdiğim şarkıyı getirip karşımdakileri değil o şarkıyı dinliyorum. Nasıl?
Zaman Makinesi’nin yönetmenliğini Aram Gülyüz yapmış ve senaristi ise Kemal Kenan Ergen. Başrol kahramanımız Tolga’nın babasından miras kalan klasik araba Anadol STC 16’ ya binip gaza basmasıyla macera başlıyor. Yeni arkadaşı Çiko, tamircideki ustası, sahil kasabası, hulahoplar, hippiler ve aşk…