Özel Haber/Güven Güneş
ANTALYA'DA bulunan yapıların yüzde 58'ini 15 yıl ve üzeri yapılar oluşturduklarına dikkat çeken Müteahhit Murat Zehir, eski yapıların ağırlıklı olarak kent merkezinde yoğunlaştığını olası bir depremle beraber kent merkezinin felç olacağından acilen kentsel dönüşüm projesinin başlaması gerektiğini söyledi. Dönüşümün Işıklar, Dokuma ve Güllük gibi eski yapıların yoğunluğu olarak bulunduğu yerlerden başlaması gerektiğini söyleyen Murat Zehir, 'Bu bölgeler Antalya'nın ilk yerleşim yeri olması nedeniyle ortalama bina yaşı diğer bölgelerin çok daha üstünde kalıyor. Ayrıca şehrin kalbi noktasında da bulunması burada yaşanacak bir deprem sonrası yıkım Antalya'yı da felç etme potansiyeline sahip. Güçlendirme ve kentsel dönüşüm ilk olarak bu bölgelerden başlayarak diğer yerlere doğru kaymalıdır' dedi. VATANDAŞLARIN ÇEKİNCESİ METREKARE KAYBI Kentsel dönüşümde yaşanan en büyük sıkıntılardan birinin metrekare sorunu olduğuna değinen Zehir, 'Bina dönüşüme gireceği zaman vatandaşların ilk beklentisi metrekare kaybı yaşamak istemeyişi oluyor. Özellikle eski binalara baktığımızda büyük metrekareye sahip daireleri görüyoruz. Eski binalardaki büyük metrekarelere baktığımızda çoğunun son derece kullanışsız ve odaların, balkonların tam ortalarından geçen kolonları görüyoruz. Ayrıca bu dairelerde ısıtma ve soğutma da sorunlar yaşanıyor. Sığınak, bahçe, otopark, havuz ve sosyal donatılar gibi ortak alanlarında olmadığını görüyoruz. Asansörü olmayan 5 kat ve üzeri çok sayıda yerler var. Evler büyük ama apartman son derece yetersiz ve işlevsiz kalıyor. Vatandaşlar 200 metrekare işlevsiz ve ekonomik ömrünü tamamlayan daire yerine 100 metrekare ama sosyal donatılara sahip, sağlam ve yeni binalarda oturmaları gerekiyor' ifadelerini kullandı. VATANDAŞLAR DÖNÜŞÜM TEŞVİĞİNİ KULLANILMALI Kamu bankaları ve hükümetin dönüşüm için teşvik kredilerini hatırlatan Zehir, 'Bugün dönüşüm için yıkılan bina ortalama 1 yıl içinde tekrar hak sahiplerine teslim ediliyor. Daire başına 500 bin ila bir milyon arasında bir ödeme çıkıyor. Bunu da kamu bankalarına uzun vadelere yayılmış ve düşük faizlerle ödeyebiliyorsunuz. Bina yapım aşamasındaysa hak sahiplerine kira desteği de sağlanması ayrıca önemli. Diğer yandan bölgeye göre değişse de yüzde 60-40 veya yüzde 50-50 şeklinde yüklenici ile anlaşıp binaları da yenileyebiliyorsunuz. Burada tercih yine hak sahiplerine bırakılıyor' diye konuştu. YAPI DENETİM, MÜTEAHHİTTEN BAĞIMSIZ OLDU Bina yapım sürecinde yapı denetim mekanizmasının değiştiğini söyleyen Murat Zehir, 'Önceden binaların yapı denetimi müteahhit kendi seçtiği firmalara yaptırabilirken artık böyle bir durum söz konusu değil. Müteahhit yapı denetimle ilgili gerekli ödemeyi resmi kurumlara yapıyor ve bu kurumlarda bağımsız bir firma yönlendirerek binaları denetliyorlar. Bu durum binaların daha sağlıklı ve yönetmeliğe uygun incelenmesi açısından da son derece önemli bir karar oldu' dedi. SIĞINAK ÇOK ÖNEMLİ Bir daire satın alırken ilk olarak zemin kontrolü ve sığınak olup olmadığına dikkat edilmesi konusunda uyaran Zehir, 'Vatandaşlar bir daire alırken ilk olarak yapmaları gereken şey sığınak olup olmadığına bakmaları olacaktır. Sığınağı olan binaların temeli toprak üzerine değil toprağın içine gömülü olacağından daha sağlam olacaktır. Ayrıca nitelikli işçi, usta çalıştırmakta bir o kadar önemli. Malzeme, yer seçimi ne kadar doğru yapılırsa yapılsın eğer doğru bir biçimde uygulanmazsa bir anlamı olmayacaktır. Diğer yandan bina temelinde yapılan ve eksik kullanılan malzemeler nedeniyle binaların yıkıldığı söyleniyor. Bu durum pek doğruyu yansıtmıyor. Temelde eksik kullanılan malzeme yapan kişiye 50 ila 100 bin lira arasında bir getirisi olurken üst yapı yani ince işçilik dediğimiz kısmın ise bunun kat ve kat fazlasıdır. Yani maliyetten kaçmak isteyen kişi genelde ince işçilikten kaçar. Bu depremde de gördüğümüz üzere binaların yıkım sebeplerinin büyük bölümünü kolon kesimi, yanlış yer seçimi, temelin yüzeyde kalması oluşturuyor' diye konuştu.

Editör: Esra Yağcı