Bugün de haftaya böyle başlayalım. Kimsenin iyisine, kötüsüne karışmadan, suya sabuna dokunmadan, şöyle ruhu inzivaya çekerek yaşama dürbünün tersiyle bakalım, ne dersiniz? Misal, hayatın güzel taraflarını görelim. Hani derler ya 'bakmak ve görmek farklıdır' işte öyle yani. Neymiş efendim 10 Aralık'ta asgari ücret masası kuruluyormuş. Ee kurulsun bakalım, nasıl olsa bir rakam çıkacak, osuydu busuydu diye paralanmaya ne gerek var. Tüketici kredileri ve kredi kartı kullanımı artmış, ne yapalım yani? Vergiler, cezalar yoldaymış, buyursun gelsin, başımızın üzerinde yeri var!
***
Şu günlerde mevsim geçişi yaşıyoruz, takvim yaprakları artık Aralık dese de, yaşadığımız coğrafyaya zemheri teğet geçiyor nasılsa. Halen turfanda günler hüküm sürüyor ama sahiden Antalya'ya güneş çok yakışıyor. Güz mevsimini günlük güneşlik yaşarken içimizi de dışımızı da ısıtalım. Yaşam koşulları zormuş falan demeden, inadına güzel tarafından bakalım hayata. Mesela diyelim ki 'enflasyon düşecek, zaten ekonomi yönetimi de böyle söylüyor ' 1'i gitti 2'si kaldı diyerek. Sonrasında açıklanacak asgari ücretin çalışanı memnun edeceğini, işsizlik rakamlarının düşeceğini, dar gelirlinin de konut sahibi olacağını yani emeklisinin de, memurun da, çalışanın da, çalışmayanın da hayatından memnun olacağını ve dahi ülkede refahın olduğunu varsayalım ve bu konulara da bulaşmayalım, 'memlekette her şey güllük gülistanlık' diyelim. Ne olur yani, kime zararımız olur ki?
***
Peki, suya sabuna dokunmadan, havadan sudan söz etmeye devam edelim o zaman. Zira yeni bir ay, yeni bir hafta ve haftanın ilk günü, üçü bir arada ne güzel. Dolayısıyla ucundan kıyısından da olsa sorunlara bulaşmak yok. Aralık ayına rağmen güneş hala içimizi ısıtıyor, enerjimizi yükseltiyor ya. Bilim insanlarının söylediğine de aldırmayalım. Neymiş efendim, mevsimler kayıyormuş. Kayarsa kaysın, o da güzel, dört mevsimden elde kalan iki mevsim, yaz ve kış. Demek ki insanoğlu ara mevsimlere 'haydi güle güle' diyecek. Ee ne ekersen onu biçersin ademoğlu. Sen değil misin dünyanın ekolojik dengesini bozup atmosferi alt üst eden. Zaten neye el atsan elinde kalıyor ama bilesin, şimdi sıra doğanın intikamına gelmiş, toprağı susuzluktan çatlatmış, güzelim gölleri kurutup çöle döndürmüş.
***
Lakin doğa kararlı, dünyayı insanoğluna dar etmeye. Zülfü yare dedik ama kıyısından, köşesinden yine alışkanlıktan vazgeçemedik galiba iki satır da olsa. Af ola. Gönlünüzce bir hafta dileğiyle şimdilik hoşça kalın.