Kadın toplumu oluşturan en önemli yapı taşıdır. Yerleşimlerin uygarlık düzeyini belirten en önemli kriter toplumda kadının durumudur. Kent yaşamında kadın bir anne, eş, çalışan, girişimci, yönetici v.s. olarak birçok rolü üstlenmiş bulunmaktadır. Çalışan kadın için hayat ev, işyeri arasında ve çalışmayan kadın için ev ve komşuluk ilişkilerine olan bağımlılık, kent içerisindeki düşük hareketlilik kadınların yeterince kentsel yaşamdan istifade edememesine, toplumun ona biçtiği roller ve ataerkil gelenek yapısının getirdiği yaşam biçiminin etkisiyle de alıştığı çevrenin dışına çıkmakta zorluk çekmesine neden olmaktadır. Antalya'da 2020 yılı Adrese Dayalı Nüfus Verileri Sonuçlarına göre nüfusunun Yüzde 49.69 'u 1.266.365 kişi kadın nüfusunu oluşturmaktadır. Kadınların mekansal dağılımına baktığımızda Büyükşehir sınırlarına giren 19 ilçeden, Muratpaşa, Konyaaltı ve Gündoğmuş ilçelerinde kadın nüfusu erkek nüfusuna göre daha fazla bulunmaktadır. Antalya'da kadın olmak yılın 300 günü güneşli olan bir kentte, doğal ve kültürel yapısındaki çeşitlilikle, kadın başarı hikayeleriyle dolu antik kentlerinin varlığıyla tarihten günümüze önemli bir yere sahiptir. Kadın kentimizde en önemli sektörlerin başında gelen tarım ve turizm sektöründeki emek ve işgücü varlığıyla üreten bir yapıyı oluşturmaktadır. Antalya Büyükşehir Belediyesi, Birleşmiş Milletler Kadın Dostu Kentler Ortak Programına 2011 yılından itibaren dahil olmuştur. Böylece kentin sunduğu ekonomik, sosyal ve siyasi fırsatlardan kentte yaşayan herkesin eşit bir biçimde yararlanacağını taahhüt etmiştir. Geçen on yıllık süreçte elbette farklı kurum ve kuruluşlar tarafından kadın istihdamını arttırıcı kurumsal altyapıyı geliştirici çalışmalar yapılmıştır. Maalesef bunlar nüfusunun hızla arttığı ve yarısının kadınların oluşturduğu bir kent için yeterli değildir. Kadınların kent yaşamına aktif bir şekilde dahil olmasını sağlamak için fiziksel mekan düzenlemelerinden, sosyal, ekonomik, hukuksal ve çevresel anlamda yapılacak bunu bir kentsel hizmet politikasına dönüştürecek yaklaşımlara ihtiyaç vardır. Kentimiz için yapılması gerekenler ana başlıklar halinde özetlenmiştir.

1. Toplumun her kesiminin; kadın, erkek, yaşlı, genç, engelli, dezavantajlı bireylerin kentsel hizmetlerden eşit erişilebilirliğinin sağlanması için gerekli düzenlemelerin yapılması yasal bir zorunluluk olarak görülmelidir.

2. Kadınların kenti rahat ve güvenli dolaşabilmesine olanak sağlayacak güvenli bir ulaşım sistemi oluşturulmalıdır. Ülkemizde kadınlar kent mekanında karşılaştıkları sıkıntı ve tehditleri en çok kent içi dolaşımları sırasında yaşamaktadır. Fiziksel çevrede karşılaşılan fonksiyonel problemler kaldırımların arabalarca işgali sonucu sokakta rahat yürüyememe, kaldırım yüksekliklerinin bir standarda uygun yapılmaması, kentsel aydınlatma sorunları konut alanlarının çevre kalitesi, yeşil ve oyun alan varlığının yetersizliği, güvenlik, yerel yönetimlerin hizmet alanların kapsayan konular sınıf ayırt etmeksizin kadınların günlük yaşamını doğrudan etkilemektedir. Kamusal mekanlardaki tasarım hataları, kalabalık ya da tenha alanlar kadınlar tarafından bir tehdit unsuru olarak algılanmaktadır. Bu yüzden kendilerini güvende hissettikleri eve ve mahalleye olan bağımlılık kimi zaman hareketliliği azaltmaktadır. Kadınlar genellikle toplu taşıma araçlarını kullanarak ya da yaya olarak kent içi yolculuk yapmaktadır. Bu nedenle toplu taşımacılık ve yaya düzenlemelerinin niteliği kadınların mekansal ve toplumsal hareketliliğini belirleyen unsurlardan biridir. Bu yüzden rahat yürünebilen sürekliliği olan yaya yolları, bisiklet yollarıyla kent içerisinde kesintisiz bir ulaşım olanağı, iyi aydınlatılmış sokaklar, standartlara uygun kaldırımlar, insanı önceleyen bir ulaşım anlayışı kentteki bu hareketliliği arttırarak kentlinin kent yaşamına katılmasını teşvik edecektir.

3. Kadınların Aile İçinde Sorumlu Tutulduğu Hizmetler Gerçekte Kamusal Hizmetlerdir; Kentlilerin kentsel hizmetlere erişimi arttırılmalıdır. Kadınların ekonomik hayata katılımını engelleyen en önemli unsurlardan biri onların ailede çocuk, hasta ve yaşlı bakımından sorumlu tutulmalarıdır. Bu sorumluluk nedeniyle ev dışında çalışmak isteyen ya da çalışmak zorunda olan pek çok kadın çocuk, hasta ve yaşlılara yönelik kamusal hizmetlerin yetersizliğinden bu isteğinden vazgeçmek zorunda kalmaktadır. Yerel yönetimlerin bu konuda etkin rol üstlenmesi kadınların istihdama katılmasını sağlayıcı ve onlarla birlikte bakımından sorumlu tutula geldiği kişilerin de yaşam kalitesini yükseltici en önemli unsurlardan biri olacaktır. Örneğin kentin planlamasında ve düzenlenmesinde kadınların ihtiyaçlarını göz önünde bulundurulması, her mahalleye bir kreş, gündüz bakımevi hizmetleri v.s. öncelikli olarak tasarlanmalı ve hayata geçirilmelidir. Yerel yönetimler, kadınlar ile erkeklerin arasındaki bakım yükünün eşit paylaşımını desteklemelidir.

4. Kentlerimizde yeşil alan varlığını ve kapasitesinin arttırılması, kentsel tasarımların ihtiyaçlar ve günümüz koşullarına göre düzenlenmesi, estetik mekanların oluşturulması gerekmektedir. Pandemi koşulları göstermiştir ki kentlinin eşit ve etkin bir şekilde yararlanmasına olanak sağlayan park alanları kent genelinde önemli işlevlere sahip ve en çok ihtiyaç duyulan mekanlardır. Yeşil alanlarımızın yapılaşma baskısı altında farklı alanlara dönüştürülmesine izin verilmemeli, yeni yeşil alanlar oluşturulmalıdır.

5. Kadınların yerel hizmet ve olanakların mahalle ölçeğine değin yayılmış olduğu katılımcı bir yapıya gereksinimleri vardır. Bu gereksinme düşük gelir ve kent merkezinden uzak yerleşim alanlarının temel hizmet ve altyapı olanaklarının yoksun kaldığı durumlarda özellikle artar. Aynı şekilde yönetime katılım olanaklarının da tıpkı yerel hizmetler gibi mahalle ölçeğine değin yaygınlaştırılması gereklidir. Farklı alanlarda kadınlara danışmanlık ve rehberlik verecek, kadınları güçlendirecek mahalle bazlı hizmet birimlerinin kurulması gerektiği, ayrıca, kadınların şiddete uğradıklarında sığınabilecekleri mekanların oluşturulması, ilgililere ulaşabilecekleri acil destek hatlarının kurulması da yine kent yönetiminin yaptığı planlarda göz ardı etmemesi gereken hizmetlerden olmalıdır.

6. Kentimizde, kadınların ekonomik özgürlüklerini elde etmeye yönelik eğitim ve iş olanaklarının ve kadın istihdamının arttırılması önemli hususlardandır. Toplumsal cinsiyetçi bakış açısından arınmış, aynı işe aynı ücret politikalarının hayata geçmesi, yerel yönetimlerin kadın istihdamının geliştirilmesi konusunda öncü ve teşvik edici çalışmalar içerisinde olması kentimize daha modern ve daha ileri bir bakış açısı sağlayacaktır.

7. Kentimizin nüfusunun yarısını oluşturan kadınların, karar alma süreçlerine daha fazla dahil olmasına ve kent yönetiminde temsil gücünün arttırılmasına ihtiyaç bulunmaktadır.

8. Kadınların sanatsal, kültürel, sportif faaliyetlerden daha fazla yararlanmasını teşvik edici düzenlemelerin yapılması, Antalya'da yer alan kadın sivil toplum faaliyetlerinin il geneline yaygınlaştırılması gerekmektedir.

9. Kırsalda Kadının İhtiyaçlarını ve Üretim gücünün arttırılması yönünde teşvik edici çalışmalara ihtiyaç bulunmaktadır. Yerelin ihtiyaçlarını gözeten, eğitim ve istihdam olanaklarını geliştirici projeler sivil toplum kuruluşlarının katkılarıyla hayata geçirilmelidir.

10. Kentimizde kadın çalışmalarıyla ilgili birçok dernek kurum ve kuruluşun ilgili birimleri olmasına rağmen kadın çalışmaları ile ilgili koordinasyon sağlanmasında eksiklikler vardır. İletişimin güçlendirilmesi gerekmektedir. Yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, üniversitelerle işbirliği içerisinde kadının toplumdaki yerini güçlendirici, toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik bilinçlendirici çalışmalar yapmaya ve projeler geliştirmeye ihtiyaç bulunmaktadır.

11. Kentte kadın farkındalığı oluşturan sanal olarak faaliyet gösteren Antalya Kadın Müzesinin faaliyetlerini fiziksel mekanda devamını sağlayıcı katkıların ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından verilmesi gereklidir. Unutulmamalıdır ki, Kadının dahil olduğu kent, daha güvenli daha yaşanabilir, kalkınabilir, çağdaş ve modern olmaktadır. Yerel yönetimlerin en önemli vazifelerinden birisi, kadınların gücünü hayatın her alanına eşit katmasına olanak sağlayacak ve kentsel hayata aktif olarak katılmalarını sağlayacak kentsel düzenlemelerin yapılması olmalıdır. Bu düşüncelerle 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü kutlar, Kadınlarımızın kendi güçlerinin farkına varmalarını ve hayatın her alanında eşitlik, özgürlük ve mutluluk dolu bir yaşam sürmelerini diler, baskı ve şiddet sonucu yaşamlarını kaybeden kadınlarımızı saygı ve sevgiyle anarım…

TMMOB Şehir Plancıları Odası Antalya Şube Başkanı Dr. Ebru Manavoğlu