ANTALYA İl Sağlık Müdürlüğü tarafından Antalya Tabip Odası'na Sağlık Tesisleri Denetim ve İzleme Sistemi, kısaca (Den-İz)' adı altında projelendirilen dijital denetim sistemi kapsamında hastaların kişisel verilerinin sisteme girilmesi istendi. Konuyla ilgili açıklama yapan Tabip Odası, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hasta bilgilerinin 3'üncü şahıslar ve resmi kurum ve kuruluşlarla paylaşımı sakıncalı olduğunu kaydetti. Oda Başkanı Nursel Şahin, bakanlığın sağlık verilerini talep etmesinin kanun uyarınca mümkün olmadığı gibi bakanlığa böylesi bir talepte bulunma yetkisi veren bir kanuni düzenlemenin de olmadığını ifade etti. PAYLAŞIMI SAKINCALI Antalya İl Sağlık Müdürlüğü tarafından odamıza gönderilen yazıda, 'Sağlık Tesisleri Denetim ve İzleme Sistemi, kısaca (Den-İz)' adı altında projelendirilen dijital denetim sistemi kapsamında Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Denetim ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı ve Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü Proje Geliştirme Dairesi Başkanlığı işbirliği ile yürütülen çalışmalar tamamlanmış olup ülke genelini kapsayacak şekilde 81 ilde uygulamaya geçirilerek denetimlerin 81 il sağlık müdürlüğünce Den-İz Sistemi üzerinden yürütülmesi Bakanlık Makamının 30.09.2021 tarihli ve E-794 sayılı Oluru (Ek-1) uyarınca uygun görüldüğü belirtilmiştir. Ancak muayenehanelerde ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarında Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hasta bilgilerinin 3'üncü şahıslar ve resmi kurum ve kuruluşlarla paylaşımı sakıncalı' ifadelerine yer verdi. Konuya ilişkin Türk Tabipleri Birliği'nin hukuki görüşünü aktaran Antalya Tabip Odası Başkanı Nursel Şahin, 'Sağlık Bakanlığı 2012 yılından bu yana mesleğini serbest olarak yürüten hekimlerden, hastalarına ait kişisel ve sağlık bilgilerini bir veri sistemine işlemelerini istemektedir. En son olarak da Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından 12.3.2021 tarihli bir yazıyla hekimlerin Muayene Bilgi Yönetim Sistemi'ne (MBYS) veri girmesi istenmiştir. Bu yazıda, gereğini yerine getirmeyenler hakkında 3359 sayılı Kanunun Ek 11'inci maddesi çerçevesinde işlem yapılacağı bildirildi. Bakanlığın, meslektaşlarımızı sır saklama yükümlülüğünü ihlal etmeye zorlayan bu işlemi hukuka aykırı. Hastaların Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8'inci ve Anayasanın 20'inci maddesi ile korunan özel hayatın gizliliği hakkını ihlal eder niteliktedir. Her ne kadar Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun 6'ıncı maddesinde, Sağlık Bakanlığı'na sağlık verilerinin işlenmesine ilişkin bir yetki verilmişse de aynı Kanunun 4'üncü maddesinde bu yetkinin hukuka ve dürüstlük kurallarına uygun, belirli, açık ve meşru amaçlar için amaçla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olarak işlenmesi gerekliliği düzenlendi' açıklamasında bulundu. GEREKÇELER SOYUT 'Bu nedenle Bakanlık her somut durumda özel hayata ilişkin talep ettiği bilgilerin belirlenen meşru amaçlardan hangisi için kullanılacağını, söz konusu amacın gerçekleştirilmesi için özel hayatın gizliliği hakkını ihlal etmeyecek daha elverişli bir yolun neden bulunmadığını (ihtiyaç duyulan bilgilerin anonimleştirilmesi, istatistiki veriler şeklinde toplanması gibi), özel hayatın gizliliğini ihlal etmeden belirlenen amacın neden gerçekleştirilemeyeceğini, hastaların rızalarının alınması, hasta hekim arasında bulunması zorunlu güven ilişkisi korunarak istenilen amaca neden ulaşılamayacağını, hastaların çekinmeden sağlık hizmeti alma, hekimlerin sır saklama yükümlülüğünü içeren güven ilişkisini zedeleyecek bir sınırlamanın genel sağlık için zorunlu bir toplumsal ihtiyaca nasıl denk düştüğünü ortaya koymakla yükümlüdür' diyen Şahin, 'Birliğimiz tarafından, hasta hekim arasındaki tedavi ilişkisi yönünden elzem olan güven ilişkisinin korunabilmesi için Bakanlığa bu talebinin sebeplerini hukuken anlaşılır kılacak sorular yöneltildi. Ancak Sağlık Bakanlığı tarafından yalnızca sağlık hizmetlerini planlamak ve kamu sağlığını korumak şeklinde soyut gerekçeler belirtilmekte' dedi. Yukarıda anılan ölçütlerin sağlanmaksızın bakanlığın sağlık verilerini talep etmesinin kanun uyarınca mümkün olmadığı gibi bakanlığa böylesi bir talepte bulunma yetkisi veren bir kanuni düzenlemenin de olmadığını ifade eden Şahin, 'Her ne kadar Bakanlık, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 378'inci maddesinin kendisine hasta verilerinin toplanıp işlenmesi yetkisi verdiğini ileri sürse de Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu söz konusu maddenin Anayasa'ya aykırı olduğunu değerlendirmiş, itiraz yolu ile iptali için Anayasa Mahkemesine başvurmuştur. Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmeliğin hekimlere Bakanlıkça istenen kişisel sağlık verilerini paylaşma zorunluluğu getiren 27'inci maddesinin 8 fıkrasının da Danıştay 15'inci Dairesi tarafından yürütmesi durdurulmuştur. Geçmişte de aynı istemle tesis edilen düzenleyici işlemlere karşı birliğimiz ve birçok meslek örgütü tarafından hukuki yollara başvurulmuş, yargı organları bunların tamamını hukuka aykırı bularak iptal etmiştir' diyerek 'Bu nedenle Bakanlığın, yargı kararlarını görmezden gelen, hukuken kabul edilebilir gerekçelere dayanmayan ve bir an önce geri çekilmesi gereken talebi, sır saklama yükümlülüğü altındaki meslektaşlarımızın hastalarının bilgilerini paylaşması için bir hukuka uygunluk sebebi oluşturmuyor' açıklamasında bulundu. ÖZEL/Dilan ERAY