Almanlara yıllardır yasal haklarını sokak sokak gezerek anlatıyorBerlin’i pedallarken dikkatimi çeken adamın peşine takıldım. Düdük çalıyor, megafonla uyarıcı konuşmalar yapıyor ve en önemlisi bisikletiyle sokak sokak dolaşıyordu. Önünde ve arkasında sarı kartonlara yazılı yazıları yakından incelediğimde sigorta ve vergi yasalarına dikkat çekiyor Almanları demokrasiye sahip çıkmaya çağırıyordu.
Berlinliler onu yakından tanıdığını öğrenmemle merakım giderek arttı.
Yolda durdurdum ve hikayesini kendi ağzından dinledim.
MHP lideri Devlet Bahçeli ile aynı okuldan mezun. Ankara İktisadi ve İdari Bilimler de Bahçeli’den birkaç sınıf ileride olduğunu anlattı. İktisatçıydı. Almanya da yaşayanların neden fazla vergi ödediklerini, o dönemlerdeki sosyal danışmanlarca nasıl soyulduklarına 1970 buyana kafa yormuş ve 1980 de 300 sayfalık bir de kitap yazmış Almanca olarak.
Merkel’in Başbakan seçildiği 2005 den buyana Berlin’i her gün baştan sona pedallıyor. Günde 100 km’ye yakın pedal basarken diğer yandan da megafonla olanı biteni anlatıyor.
Karadeniz den Akçakocalı Aydın Akın’dı konuştuğum kişi. Yüzü hep gülüyor. 1943 doğumlu. Gençliğinde de sporcuymuş. İçki-sigara hiç kullanmamış ama 2008 de Akciğer kanseri teşhisi konmuş. Yılmamış. Doktora “Buna mı yenileceğim uşağum, kes al da, dedim ve yendim bu mereti” diyordu gülerek. Kendini “Dünyalıyım” diye tanımlıyordu. İnternet adresi çeşitli harflerden oluşmasının anlamını kendinden dinliyoruz.
“Mesele benim kişisel meselem değil ki. Tispjg.de internet adresim ülkelerin baş harflerinden oluşuyor. Yani Türkiye, İtalya, İspanya, Portekiz, Yugoslavya, Yunanistan ve Almanya... 2005 den buyana Berlin’de yaşayanlara nasıl soyulduklarını anlatırken bir yandan da demokrasi dersi veriyorum. Yani sorun bireysel değil toplumsal ve hepimizi ilgilendiriyor. Okulu bitirip buraya ihtisasa gelmiştim öyle kaldım gitti. Yıllarca insanları soydular vergi ve danışmanlık hizmeti adına. Bende Berlin’de yaşayan herkesin dikkatini bu konuya çekmek için yıllardır sokak sokak geziyorum bisikletimle”


Alman Federal Meclis’ine başvuran Aydın Akın’ın bu konudaki şikayet dilekçesi komisyonda görüşülmüş. Mecliste 18.06.2007 tarihli oturumunda üstelik Akın birde konuşma yaparak yaşadıkları haksızlıkları dile getirmesinin ardından hedefine ulaştığını anlatırken şunları söylüyordu:
Demokrasisine hayran kaldığım Almanya beni aldattı!

Sıkı sağlık kontrolünden sonra çalıştırılmaya getirtilen bizlere yasalar önünde e ş i t l i k sözü verilmişti. Bugüne dek hep aldatıldık. Bizi önce kader arkadaşlarımız Yunan, İtalyan, İspanyol, Portekizliler den ayırdılar. Onları “İMTİYAZLI YABANCI” yaptılar ve onlara hemen yerel seçimlerde oy hakkı verdiler. Bize vermediler. Onların, bizim ödediğimiz vergilerle refah içinde büyüttüğümüz, torunlarına 16 yaşında oy hakkını sundular, bizler 60 lı yaşları geçtiğimiz halde bu haktan yoksunuz. Kuruş vergi ödemedikleri halde kader arkadaşlarımızı (! )ziyarete gelip Almanya da 3 a y ikamet eden bir Yunanlıya, İtalyan’a... bu hak sunuluyor, üç nesil burada yaşayan ve bu hak için yıllarca uğraş veren bizlere oy hakkı verilmiyor. BU BÜYÜK BİR DEMOKRASİ AYIBIDIR. Ben bu demokrasi ayıbıyla daha fazla yaşamımı sürdüremeyeceğimden 1.09.2005 ten buyana yaz-kış, sıcak-soğuk demeden, yaşıma, konumuma bakmadan Berlin in en işlek caddelerinde zil çalarak bisikletli protestomu (bugüne dek 25 bin Km) sürdürmekteyim. Ayrıca bu girişimim Alman Federal Meclisine gönderilen 10 bin den fazla imza ile de desteklenmektedir. Hedefim 2.vatanımı, vergi vatanımı, çocuklarımın doğduğu ülkeyi, demokrasi ayıbından kurtarmaktır.







Bu mektupları, duyuruları, yollarda geçirdiği binlerce km ve topladığı imzalarla artık Türk’lerin oy kullanmasının önünü açan Aydın Akın, AB’nin lider ülkesi Almanya’da demokrasi kavgasını ilerlemiş yaşına rağmen sürdürmeye kararlı.


Yarın; Almanya’nın başkentinde kiracıların direniş merkezi bir gecekondu: Kotti