Eğitim- Bir- Sen'in 11'inci Türkiye Buluşması, Antalya'nın Manavgat İlçesi'nde yapıldı. Programın ardından Memur- Sen ve Eğitim- Bir- Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, açıklamalarda bulundu.
Tam gün eğitim sistemine geçilmesiyle ilgili yeni 60 bin dersliğe ihtiyaç olduğunu söyleyen Ali Yalçın, "Mevcut kapasite şu an ifade edilen tam gün eğitime, tekli eğitime müsaade etmiyor. Yeni 60 bin dersliğe ihtiyaç var. Ama bu 1- 2 yıl içerisinde kapatılamaz mı? 2019'a kadar Türkiye bunu eritemez mi, eritebilir. 'Eğitime Yüzde 100 Destek' kampanyası kapsamında sermaye, iş çevresi yatırıma teşvik edildi. Yine bir hamleyle bunun mümkün olabileceğini düşünüyoruz" dedi.

'EĞİTİM OLUMSUZ ETKİLENDİ'
15 Temmuz darbe girişiminin ardından yeni öğretmen alımının okulların açılışından önce yapılmamış olması, mülakat sürecinin yeni sonuçlanması ve atamaların ekim ayına kalmasının eğitim- öğretimi olumsuz etkilediğini vurgulayan Ali Yalçın, sendika olarak işin eleştirel boyutuna bakmadıklarını, çünkü ülkenin olağanüstü bir süreçten geçtiğini kaydetti. FETÖ soruşturması nedeniyle 10 bin 300, PKK ile irtibatlı olabileceği gerekçesiyle de 11 bin öğretmenin açığa alındığını anlatan Yalçın, yapılacak ikinci işin ise bu kitle üzerindeki tasarrufun bir an önce sonuçlandırılması olduğunu söyledi.

'UYGULAMA BİRLİĞİ ÖNEMLİ'
Açığa alınanlar arasında mağdurlar olduğu konusunun tartışıldığını hatırlatan Ali Yalçın, yeni bir KHK ile mağdur kişiler varsa bunların haklarının teslim edilmesi gerektiğini kaydetti. Kamudan atılmalara ilişkin tartışmalarda uygulama birliği konusunun önemli olduğunu vurgulayan Ali Yalçın, şöyle dedi:
"Bir kurumda atılma gerekçesi olan şey diğer kurumda atılma gerekçesi değilse bu toplumsal vicdanda kabul görmeyecek ve bir müddet sonra bumerang olarak tepkiye dönüşecektir. 1 kişi bile ayıklanması bu milletin hayrınadır."

İKİ BAKANLIĞA GÖREV DÜŞÜYOR
Darbe girişiminden etkilenen çocuk kitlesi olduğuna da değinen Ali Yalçın, şöyle devam etti:
"Bir şehitlerin çocukları, iki hainlerin çocukları. Ama 'hainin çocuğu haindir' yaklaşımı son derece yanlış. Bu çocuklar masumdur. Devletin yapması gereken şey bu süreci rehabilite edebilecek, bu süreçten olumsuz etkilenen çocuk üzerine bazı özel çalışmalara odaklanmasıdır. Bunun için birinci görev MEB, ikinci görev de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na düşüyor."