Mevsim değişiklikler genel olarak depresif bozuklukları ve anksiyete bozukluklarını kolaylaştırıp ortaya çıkmasına zemin hazırlayabiliyor. Kış aylarında metabolizma yavaşlıyor ve bu mevsimde hissedilen durgunluk ve hüzün de metabolizma ayarlanmasının bir sonucu. Sonbahar ve kış mevsimlerinde günler kısalırken ve güneş ışığı azalırken hissettiğimiz hüznü bir depresyon habercisi olarak değil, mevsimsel doğal bir tepki olarak görülmeli.

Mevsim değişikliklerinde genel olarak vücut saati yeni mevsime göre baştan ayarlanıyor. Öncelikle aydınlık ve karanlık sürelerin değişmesi uyku saatlerimiz başta olmak üzere vücut ritmimiz ve metabolizmamızla ilgili yeniden uyum sağlamaya yarayan pek çok değişikliği beraberinde getiriyor. Bu düzenleme ve ayarlamalar bilinçli olarak yapılmıyor. Bu durum binyıllar içinde evrimle kazanılmış otomatik bir mekanizma. Diğer canlılarda da bu mevsimsel ayarlamaların daha çarpıcı örneklerini görebiliriz. Pek çok farklı canlı türünde görülen 'kış uykusuna yatma' bu metabolizma ayarlamasının sonucudur. Bazı hayvanlarda mevsim değişikliğiyle birlikte metabolizma o kadar yavaşlar ki o hayvanlar kışı uyuyarak geçirmek zorunda kalırlar.

Duygular çevreyle olan ilişkiyi belirliyor. Dolayısıyla içinde bulunulan ortam ve şartlara bağlı olarak zaman zaman mutlu, canlı ve aktif hissetmek ne kadar normalse, yine şartlara bağlı olarak hüzünlü, durgun ve içe dönük hissetmek de o kadar normal. Sonbahar ve kış mevsimi bizim hüzünlü, durgun ve içe dönük hissetmememiz için gereken şartları taşır ve biz böyle hissederiz. Bundan korunmaya çalışmak, üzerine gitmek, yenmek gibi kavramlar aslında anlamsızdır.

Mevsimsel depresyon ya da anksiyete bozukluğu gibi klinik durumlar için biraz daha farklı yaklaşmak doğru. Hepimiz taşıdığımız yapı gereği çeşitli hassasiyetlere sahip olarak yaşarız. Kimi insanlar soğuğa daha hassastır, kimileri yağlı yemeklere gibi. Kimi insanlar da mevsim değişikliğinin etkilerine diğer insanlara göre daha hassas olabilirler. Bu durumda mevsim değişikliğinin etkileri daha şiddetli hissedilir ve zaman zaman bu etkiler günlük hayatı sürdürmeyi zorlaştıracak boyutta olabilir. Bu tip durumlarda bir doktorla görüşmek, mevcut durumun tıbbi yardımı gerektirip gerektirmediği konusunda destek almak gerekli olur.