KORONA virüs dünya genelinde her sektörü etkilediği gibi Antalya'da yapılan örtü altı çiçekçiliğini de etkiledi. Tamamı örtü altında yetiştirilen renk renk kesme çiçekler ihracat yapılamadığı için elde kaldı. Üreticiler zarar ediyor. Bunun yanı sıra çiçek toplayan birçok işçi işsiz kaldı. Orta Anadolu Süs Bitkileri ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Süs Bitkileri ve İhracatçıları Derneği Başkanı Harun Yeter bu seneyi kayıp yıl olarak nitelendirdi. Nisan ayının en önemli ay olduğunu fakat dünyadaki hastalık krizi yüzünden ihracat yapamadıklarını söleyen Yeter, önümüzdeki sene yatırım yapabilmek için devletten destek beklediklerini belirtti. Üretilen çiçeklerin tek tek sökülmeye başladığını aktaran Yeter, arazilerin boşaldığını aktardı.

ARAZİLER BOŞALIYOR

Çiçeklerin elinde kaldığını belirten Yeter, 'Sebzecilerin durumu ile bizimkisi farklı. Koronadan ötürü insanlar evden çıkmadığı için gıdaya yüklendi. Yemek ihtiyacı hiç bitmiyor sonuçta. Tüketim fazla. Geçiş dönemi olduğu için sebzeyi bir hafta 10 gün bekletebiliyorsun. Ama bizim çiçeğimizi bir gün bekletme şansımız yok. Kesme formuna gelmiş çiçeği siz bugün kesmezseniz o yarın açtığı zaman da bir anlamı olmaz çöp olur. Onun için baya bir sıkıntıdayız. Herkes çiçeğini sökmeye başladı. Arazilerini boşaltıyor' açıklamasını yaptı.

YÜZDE 40 ÇÖP

Üretimin yüzde 40'ının çöpe gittiğini anlatan Yeter, 'Üreticilerin yüzde 90'ı firma. Çiçek sektörü haldeki kabzımal gibi değil. Haldeki tüccar malı alıyor ve satıyor. Ama çiçekçilerin bütün üretim yerlerinin yüzde 90'ı firmaların kendi yerleri. Biz hem üretici hem ihracatçıyız. Bizde çiftçi bazında çalışan kişi sayısı yüzde 15'i geçmez. Yüzde 85'lik kısım üretici ve ihracatçı' açıklamasını yaptı. Korona virüsünün etkisini dünyaya yayıldığı andan itibaren gördüklerini anlatan Yeter, 'Görmeye başladık ama alabileceğimiz bir tedbir yoktu. Çünkü bir beyaz eşya satmıyorsunuz. Sanayici değilsiniz makinayı durdurasınız' şeklinde konuştu.

KAYIP YIL

Çiçekçilerin üretime bir önceki yılın Haziran, Temmuz ayında başladığını anlatan Yeter, 'Kasım, Aralık ayında hasata başlıyoruz. Aradaki 5 ay fidemizin büyüme dönemi. Aralık ayından Mayıs ayının sonuna kadar da hasat ediyoruz. Kış dönemi soğuk olduğu için hasatımızın az olduğu dönemler. Bu yüzden bizim en verimli aylarımız Mart, Nisan ve Mayıs ayı. Avrupa'nın ve Balkan'ın paskalya bayramları, anneler günü Nisan Kadınlar Günü de öyle. Onu bir şekilde atlattık. Ama Balkanlar'ın zafer bayramları, Avrupa'nın paskalyası, İngiltere'nin anneler günü buların hepsi Nisan ayındaydı. Bizim ciromuzun yüzde 40'ı bu zamandaydı. Bizim için bu sene kayıp yıl oldu' sözlerine dikkat çekti.

EN KÖTÜ ZAMAN

Geçtiğimiz sene Kasım ve Aralık aylarının diğer ülkelere soğukların gelmemesi sebebiyle kötü geçtiğini aktaran Yeter, 'Havaların sıcak olmasından ötürü onların yerel bitkileri bitmemişti. Bitmediği için de Türkiye'den ihracat olmadı. Biz de Mart, Nisan, Mayıs aylarının daha iyi geçeceğine inanıyorduk. Böyle bir hastalıkla karşılaşınca çok kötü oldu. Ben 20 yıldır bu sektörün içindeyim. Türkiye'de çiçek sektörü başladığından beri böyle kötü bir zaman geçmedi' dedi.

'SERMAYE SIKINTISI OLACAK'

Mevsimlik işçi olarak değil de aile bazlı çalıştıklarını anlatan Yeter, 'Onlar için de zor bizim için de zor. Tabii biz onlara sürekli çalışanımız olduğu için destek oluyoruz ama ne kadar verebiliriz? Önümüzdeki sezon için de sıkıntılar illa olacaktır. Sermaye sıkıntısı olacaktır. Bu işi yapmama şansımız yok. Borcumuz biraz daha büyüyecek. Bu işi yapmayanlar illa olacak ya da mevcut alanını küçültenler olacak. Ama firmalar yapmak zorunda. Ben çiçek için soğuk havamı, depomu yapmışım. Her şey onun için. Siz otel için yaptığınız binayı meskene nasıl çevirebilirsiniz ki?' ifadelerine yer verdi.

YERLİ SERMAYE

Antalya'da karanfil, gerbera, barbatus, solidago çiçeklerinin yaygın olarak yetiştiğini belirten Yeter, 'Devletten de çok şey beklememek gerekiyor. Bütün ticaret yapan insanlar madur. Bizim devletten istediğimiz karşılıksız bir şey değil. Hibe istiyoruz ama karşılıksız değil tabii. Biz sektör olarak ülke ekonomisine ciddi katkıda bulunuyoruz. Ülke çapında Akdeniz Bölgesi'nde yaklaşık 6 bin 500 7 bin dönüm arazi var. Yaklaşık 60 bine yakın da çalışanımız var. Ülke ekonomisine de yıllık 130-150 bin dolar civarında da katkı sağlıyoruz. Bunun tamamı kendi imkanlarımızla yaptığımız şeyler. Ve bu ülkenin içinde kalan sermaye. Otomotivde baktığınızda belki 100 milyar dolar ama onun yüzde kaçı ülkede duruyor' sözlerine aktardı.

'DESTEKLER GÖRÜLSÜN'

Destek yapılan sektörler arasında kendi sektörlerinin olmadığını ve bu duruma üzüldüklerini söyleyen Başkan Yeter, 'Turizm deyip duruyorlar, kaç tane otelin sahibi Türk? Ya da kaç acentanın sahibi ya da kullanılan malzemeler. Ama bizim yaptığımızın ilacı, gübresi, plastiği, fidesi, istihdamı her şeyi Türk. 1 milyon dolar para kazanıyorsam bunu ülkemize yatırıyorum yine. Turizm firması zaten Avrupa firması, yatırımını yine kendine yapıyor. Bu durumda kime ne kalıyor? Her ne kadar turizm kenti dense de biz tarım kentiyiz. Bu bahsettiğimiz kazancın hepsi ülkemizde kalıyor. Bizim bir tane yapancı firmamız yok. Bunların görülmesi lazım' dedi.

'DESTEK BEKLİYORUZ'

Her kesimden insana iş verdiklerini aktaran Yeter, 'Yaş sınırı yok, engel sınırı yok. Mesela bir gözü görmese de çalışabiliyor. Bizde her insana iş var. İnsan ayrımı yapmıyoruz. Ülkemiz için rehabilitasyon hizmeti veriyoruz bir nevi. Ailecek geliyorlar yaşında annesi olan da geliyor, annesi çiçek temizliyor mesela. Bu insanları 12 ay çalıştırıyoruz ve lojman hizmetlerini de biz veriyoruz. Bizimle çalışan insanlar konaklamalı veriyoruz. Devlet büyüklerimizden beklentimiz mevcut kredilerimizi ertelemeleri. Bunu eninde sonunda ödeyeceğiz ama şimdi bu şartlarda ödersek önümüzdeki sene yatırım yapamayacağımız anlamına geliyor. Bizim devlet büyüklerinden isteğimiz bize uygun faizli, daha uzun vaadeli ve mevcut kredilerimizin 1-2 yıl ertelenmesidir. Biz ülke ekonomisine katkı sağlamaya devam etmek istiyoruz' şeklinde konuştu.
Özel/Dilan ERAY