Bayramın son günü Tünektepe Teleferik ve Sosyal Tesisleri'nde kâbus yaşandı, facia yüreklerimiz hoplattı. Saatler 17.45'i gösterdiğinde hareket halindeki teleferik kabininin düştüğü haberi ile sarsıldık, ekranlara kilitlendik. Maalesef bir kişinin hayatını kaybettiğini, on kişinin yaralandığını öğrendik. Arama kurtarma faaliyetlerini ve teleferik hattında zamanla yarışı yüreğimiz ağzımızda izledik. Profesyonel kurtarma ekiplerinin havadan ve karadan yaptığı hassas operasyonlarla, kabinlerde saatlerce mahsur kalan kazazedelere ulaşmalarını heyecan ve korkuyla izledik. Hiç de kolay değildi sarp arazide yapılan operasyon. Büyük facia ucuz mu atlatıldı bilemiyoruz, ancak bayram böyle bitmemeliydi diyoruz. Büyük geçmiş olsun Antalya…

***

Bayramı da tatili de mademki uğurlandı, o zaman gelelim asıl olana, bayram sonu ekonomi nasıl olur? Laf döndü dolaştı yine enflasyona geldi. Hani enflasyon diye bir derdimiz var ya. Ve onun altında ezilen sabit gelirlisi, emeklisi, çalışanı, çalışmayanı… Asgari ücretli Temmuz'da ara zam talep ediyor, Ankara 'ıhh' diyor. Enflasyon yılbaşından bu yana artmaya devam ediyor, geçim derdi asgari ücretliyi ve emekliyi pazarda üç tur attırıyor. Hayat pahalılığı ise cep yakmaya devam ediyor. Asgari ücret ancak kiraya ve gıdaya yetiyor. O zaman soru şu ‘ücretler ne zaman, ne kadar artar?’ Derler ki, umut insanı en son terk eden kavrammış. İnadına kaybetmeyelim umudu, sıkı sıkıya tutalım bir yerlerinden.

***

Yani demem o ki herkesin fokurdayan gündemi ekonomi, sıkıntı büyük. Bende de şu günlerde sıkıntı büyük. Binamız kentsel dönüşüme girdi, ‘ee ne olmuş' girdiyse demeyin, o güzelim bayramı kiralık ev aramakla sokaklarda geçirdim. De, anladım ki davulun sesi karşıdan hoş gelirmiş. Arkadaş, kiralık ev aramak, istediğin rakama ev bulmak nasıl da zormuş. Var ya, bazı ev sahipleri pek bir insafsız. Evi buluyorum sıra koşullara gelince, aklım firar ediyor. Kiralar 20 binden başlıyor 30-35 bin ve daha fazlası. Allah ne verdiyse! 6 aylık peşin, 2 aylık depozito elektrik, su faturasını üzerine almak için 2-3 milyonu DASK ücreti. Topla, çıkar, böl, çarp olmuyor bütçeyi kat kat aşıyor. Meğer kiracı olmak ne kadar zormuş, hele de şu ekonomik koşullarda. Memleketin yüzde bilmem kaçı asgari ücretli veya emekli. Yani Ali vermiyor Veli kiralayamıyor misali. Benim ev arama mesaim devam ediyor. Hadi internetten evi buluyorsun tamam da, gidip evi göreceksin, kira koşullarını konuşacaksın hatta pazarlık yapacaksın. Özün sözün kısası, şu günlere Antalya'yı bölge bölge tavaf ediyorum. Ve de ‘her hal ileridedir yaşanacak günlerin en güzeli’ deyip morali yüksek tutmaya çalışıyorum. Şimdilik iyi haftalar dileğiyle…