Gökyüzü, Antalya'nın üstünde masmavi, deniz ise sakin ve huzurlu. Sahneye adım atan genç bir tiyatrocu, adıyla özdeşleşen bir şehrin topraklarında başlıyor hayallerini inşa etmeye. Oyunun perdesi yükseldiğinde, kalabalık bir izleyici topluluğuyla buluşuyor. Bu, Abdullah Sürekli'nin başlangıcıydı; Antalya'nın toprağında kök salan bir tiyatro efsanesinin doğuşu…
ANTALYA BELEDİYE TİYATROSU
Antalya Belediye Tiyatrosu, Abdullah Sürekli için bir başlangıç noktasıydı. Bu topluluk, genç tiyatrocu için bir okul gibiydi. Tiyatro sevdalıların bir araya gelerek kurduğu bu tiyatro, genç yeteneklerin gelişimine büyük önem veriyordu. Sürekli, bu ortamda ilk adımlarını atmış ve tiyatro tutkusunu daha da derinleştirmişti.
BİZİM SAHNE TİYATROSU
Müfit Kayacan'ın önderliğinde, birlikte Antalya'da Bizim Sahne Tiyatrosu’nu kurdular. Bu yeni oluşum, tiyatro tutkunlarını bir araya getiriyor, sanatın gücünü ve toplumsal etkisini keşfetmeye teşvik ediyordu. Belediyenin sağladığı destekle, dekor ve kostüm gibi önemli unsurlarda eksiklik yaşanmıyor, tiyatrocular özgürce ifade buluyordu.
İLK ADIMLAR VE BAŞARILI PERFORMANSLAR
Sahnenin tozuyla tanışan Abdullah Sürekli, “Kırmızı Sokağın Suzan'ı”nda bahriyeli rolüyle seyirci karşısına çıktı. Oyunun başarısı, genç tiyatrocu için yeni kapılar açtı. Sürekli, 18 yaşında bu önemli adımı atarken, yanında olan dostlarının desteğiyle başarıyı yakaladı. Antalya'da tiyatro tutkusu, her geçen gün daha da kökleşiyordu.
TOPLUMLA İÇ İÇE
Akdeniz'in sıcak topraklarında, Abdullah Sürekli ve ekibi, tiyatronun gücünü her yere taşıdı. İlçelerden köylere, turneler düzenlediler ve seyyar sahneler kurarak sanatı halkla buluşturdular. Sürekli, Antalya'nın ilk gedikli Nasrettin Hoca tiplemesi olarak da tanınıyordu. Bu sıra dışı karakteriyle, geleneksel Türk tiyatrosunun izlerini taşıyor, halkın yüzünde tebessüm oluşturuyordu.
TİYATRO’NUN TEDAVİ GÜCÜ
Abdullah Sürekli, tiyatronun sadece eğlence aracı olmadığına inanıyordu. Denetimli serbestlik şube müdürlüğü ile birlikte çalışarak, madde bağımlılığı tedavisi gören gençlerle tiyatro projelerinde yer aldı. AMATEM ile işbirliği yaparak, toplumun duyarlı olduğu konulara dikkat çekti. "Yarınlar Geç Olmadan" adlı oyunlarıyla, gençleri düşünmeye ve harekete geçmeye teşvik etti.
GENÇLERE İLHAM
Abdullah Sürekli ve ekibi, gençleri tiyatro ile buluşturmak için çabaladı. Liseler arası tiyatro şenlikleri düzenleyerek, genç yetenekleri ödüllendirdi ve cesaretlendirdi. Onlara, sanatın büyülü dünyasında yer açtı ve geleceğin tiyatrocularını yetiştirmeye katkı sağladı. Bu, onun için her zaman gözettiği bir misyondu.
Abdullah Sürekli, geleneksel Türk tiyatrosuna olan bağlılığını her zaman korurken, çağın ruhunu da yakalamaktan geri durmadı. Özel tiyatro projeleriyle, çağdaş sanatın izini sürdü ve farklı deneyimlere açık olduğunu gösterdi. Televizyon dünyasında da boy gösteren Sürekli, "Payitaht Abdülhamid" dizisindeki performansıyla izleyicilerin gönlünde taht kurdu.
ÖZGÜRLÜĞÜN RÜZGARINDA
Abdullah Sürekli, tiyatro sahnelerinin dışında da bir tutkuya sahipti: Motosiklet. Onun için, motorculuk özgürlüktü. Rüzgarın sesiyle özdeşleşen bu tutku, ona yeni maceraların kapılarını araladı ve hayatına heyecan kattı. Sürekli, sahneden alıp doğanın ortasına bırakan bu özgürlük hissiyle, her daim genç kaldı ve ruhunu besledi.
Abdullah Sürekli'nin hikayesi, tiyatroya adanmış bir hayat ve bir toplumun sanata olan tutkusunun da öyküsü. Antalya'nın sıcak topraklarında filizlenen bir rüyanın, milyonları kucaklayan bir gerçeğe dönüşmesinin resmi…
