Gökten üç elma düştü; biri hikaye anlatan bana, biri dinleyenlere, diğeri de bütün iyi insanlara olsun.

İnsanlığın varoluşundan beri toplumları, dünyayı ve hatta evreni anlamak için masallara, efsanelere ve hikayelere sığındık. Duvarlara resimler çizdik, romanlar yazdık… Bu hikayeler, yaşamın derin anlamını açıklamak için kimi zaman gerçek, kimi zaman gerçek dışı ögelerle işlendi. İnsan hayatının en büyük öğretmenlerinden biri oldu hikayeler...

Her insanın hayatı, bir romanın sayfalarında dolaşan kelimeler gibi eşsiz ve büyülü bir hikaye barındırır. Kimi zaman kahramanlıkla doludur, kimi zaman hüzünle örülüdür. Her biri, düşlerin kahramanı, yaşamın mücadeleleriyle test edilen bir karakterdir. İnsan hayatları, birbirinden farklı yollarla şekillenir fakat her biri, dünyaya bir iz bırakır biz fark etmesekte.

Bu yazı dizisinde, bu izleri takip edeceğiz. Sokaklarda dolaşan, kalabalıklar arasında kaybolan ve yıldızlarla dolu gökyüzünü izleyen insanların hayatlarının hikayelerini anlatacağız. Belki birinin umutsuzluğa direnişi, bir başkasının sevginin gücüyle aydınlanışı veya birinin kaybın acısını kabullenme sürecinde kendimizi bulacağız.

Her birimiz, yaşamın birer aktörüyüz ve bu dünya, çeşitli rollerle dolu bir sahne. Her bir insanın hayatı, kendi benzersizliğiyle, acılarıyla, sevinçleriyle, başarılarıyla ve başarısızlıklarıyla dolu bir hikaye. Bu hikayeler, zamanla tarih boyunca insanlığın kolektif hafızasında izler bırakır. İnsanların hayatlarının anlamını, bu hikayelerin derinliklerinde buluruz.

İnsan hayatının önemi, küçük hikayelerin içinde yatar. Birbirinden farklı renkler, duygular ve deneyimlerle dokunan bu hikayeler bizi insanlığın ortak bağlarına bağlar. Her bir hikaye, insanlığın derinliklerine yolculuk etmemize, hikayemizi anlamamıza olanak tanır.

İnsan hayatlarının derinliklerine, gökyüzünden düşen üç elma ile birlikte, yolculuk etmeye hazır mısınız? Kim bilir belki bir gün sizin de hikayeniz bu satırlarda dolaşır…