Antalya’nın Döşemealtı ilçesindeki Güver Uçurumu, 115 metre yüksekliğinde ve yaklaşık 2 kilometre uzunluğundaki muazzam bir kanyon. Yüzey sularının sabrın ve zamanın eliyle işlediği karstik dokunuşlar bu kanyonu, milyonlarca yılın izlerini taşıyan bir başyapıt haline getirmiş. İçinden sakin sularıyla süzülen Güver Çayı, Karaman Çayı ve Gürkayak Çayı'nın birleşim noktası olması, bu doğa harikasını jeolojik ve coğrafi açıdan benzersiz kılıyor.

DOĞANIN ARMAĞANI

Bölgenin sıcak kucaklı Akdeniz iklimi, kendine özgü bitki örtüsüyle kanyonu sarhoş eden bir renk cümbüşüne dönüştürüyor. Ardıç, kızılçam, pırnal meşesi, sakız ağacı, keçiboynuzu gibi maki çeşitleri, kanyonun eteğini süsleyen doğal bir mozaik gibi uzanıyor. Yüksekten bakıldığında, Güver Uçurumu hayranlık uyandıran bir yükselti sunarken, aşağıdan bakıldığında ise coğrafyanın ilginç dansıyla ziyaretçilerine görsel bir şölen sunuyor.

Bu eşsiz kanyon, yaban hayvanlarının ve yırtıcı kuşların kutsal toprağı durumunda. Tilki, karaca, yaban domuzu gibi doğanın özgür ruhları, bu kutsal vadide özgürce dolaşırken, gökyüzünün efendileri olan şahin, doğan ve atmaca da kanyonun zirvelerinde özgürlükleriyle dans ediyor.

NESLİ TÜKENMEKTE OLAN CANLILARIN YUVASI

Güver Uçurumu'nun bu doğa tiyatrosunda, 2007 yılında sahneye çıkan Güver Kanyonu Tabiat Parkı, nesli tükenmekte olan alageyiklere ev sahipliği yaparak bir koruma alanına dönüşmüş. Bu park, sadece bitki çeşitliliğiyle değil, aynı zamanda doğanın kendine özgü ritmiyle bütünleşmiş, kırılgan bir ekosistem sunarak ziyaretçilere unutulmaz anlar yaşatıyor.

Güver Uçurumu Kanyonu, adeta zamanın dokusunu taşıyan bir kitaptır. Kanyonun derinliklerinde, doğanın kendine özgü hikayesi yazılıdır ve bu eşsiz kanyon, bu büyülü masalın sayfalarını aralamak için bekleyen bir kapı gibidir. Haber/Erendiz ÖZKURT

Editör: Uğur Keskin