2020’de 1 milyar turist buharlaştı
Kent Konseyi Turizm Grubu Başkanı bugün Serbest Kürsü için yazdı
Dünya zor bir süreçten geçiyor…
İnsanların hem sağlığı, hem de geleceği söz konusu. Öncelik tabii ki hayatta kalıp, yaşama tutunmak ve koronadan kaçırıp, kurtarılan hayatı yeniden inşa etmek...
Ancak bu süreçten, hasar almadan çıkmak çok zor.
Herkesin kayıpları olacak!
Korona sürecinde ekonomik olarak en büyük tahribata maruz olan sektörlerin başında elbette turizm geliyor. Turizm, büyük bir kısmı sınırlar ötesi yapılan, ulaşım, konaklama ve ziyaretin ön planda olduğu hareket barındıran bir sektör. Koronanın beslenme kaynağı ise hareket. Bu yüzden bu kaynağı kurutabilmek amacı ile başlatılan hareketin sınırlandırıldığı bir süreçteyiz aylardır. 200 ülkenin birbiri ile bağlantı hatları koptu. Bir yerlere gidip gelebilmek dünyanın en zor işi oldu. 1 milyar 400 milyon kişinin hareket ettiği turizm faaliyeti 4 aylığına sıfırlandı. Bunun sonucunda turizmci de dönem dönem 'koronadan değil, açlıktan öleceğiz' hissiyatına dönüştü. Portekiz'den, Dubai'ye, Hırvatistan'dan, Güney Afrika'ya işini, aşını kaybeden insanların çığlıkları yankılanıyor bütün dünyada. İki gün önce Macaristan kapılarını dış dünyaya kapadı, Almanya'da parlemento önünde gösteriler yapıldı.
Bu nereye kadar gider?
Krizin biz insanlara zararı hangi boyutta olur? Bilmek, öngörmek çok zor. Bu konudaki en makul çalışmayı Dünya turizm örgütü (UWNTO) yaparak, ortaya çıkabilecek hasarın boyutunu tahmin etmeye çalıştı.
Dünya turizm örgütü yaptığı çalışmalar sonucu muhtemel 3 (iyi-orta-kötü) farklı senaryo öngörüyor:
1- Temmuz ayı başlarında uçuşlar başlar ve yasaklar azalır,
KAYIP: yüzde 58
2- Eylül başlarında uçuşlar başlar ve yasaklar kalkar,
KAYIP : yüzde 70
3- Aralık ayında uçuşlar başlar ve yasaklar hafifletilir.
KAYIP: yüzde 78
Bu 3 senaryoya göre dünya turizminin küçülmesinin, turizm sektörüne 3 önemli yansıması olacak;
1- 850 milyon ile 1 milyar civarında turist kaybı...
2- 910 milyar ile 1,2 trilyon Dolar ekonomik
kayıp...
3- 100 ila 120 milyon turizm çalışanının işsiz kalması....
Bu, istisnasız 1950 yılından beri turizm sektörünün aldığı en ağır darbedir.
İyi senaryo ile 850 milyon, kötü senaryo ile 1 milyar turistin seyahati iptal oldu. Dünya turizm örgütünün öngörüleri doğrultusunda bu verilere bende bir iki katkıda bulunayım;
- Kabaca bir hesapla bu, 10 milyon uçuşun (gidiş-dönüş) yapılmaması demektir.
- 7 milyar (7 geceden yola çıkarak) konaklamanın gerçekleşmemesi demektir.
- Bütün bunlar turizm dışındaki yüzlerce sektöre de dolaylı olarak zarar vermektedir.
Bu sonuçlar gerçekten çok ağır!.. Bu yaraları sarmak uzun yıllar alacak. Belki turizm hareketliliği bir iki seneye eski günlerine dönecek ama turizmcide bıraktığı izler çok daha uzun sürecek. Büyük bir olasılıkla hem hayatımızda, hem turizm dünyamızda her şeyin yeniden yazılacağı, yapılandırılacağı bir döneme gireceğiz.
Korona belasının tek yararı da bu olur: bugüne kadar turizmdeki hatalarımızı gözden geçirmek için önemli bir fırsat bu, herkes bu süreçten önemli sonuçlar çıkaracaktır…
Bugüne kadar tren hızlı geçtiği için tabiatı görme şansımız pek olmuyordu.
PEKİ NE YAPMALI?
İçinizi karartmasın bu veriler, hayat devam ediyor ve edecek. Turizm de hayatın içinde yerini yine alacak. Ne yapmaktan ziyade 'ne yapmamalıyız?' dan başlayalım. Öncelikle tarihte çok az insanın başına gelebilecek böyle bir olayın gerçeklerini göz ardı edemeyeceğimizi kabullenelim. Dünya genelinde 25 milyon kişiye bulaşan ve 900.000 insanın hayatını kaybettiği Korona süreci bütün insanlar üzerinde ağır bir travma yaratacaktır. Bilim ve Tıp bunun önüne geçmek için var gücü ile çalışıyor. İnsanoğlu bununla birlikte darmadağın olan düzenini yeniden inşa etmeyi de sürdürüyor.
Bundan sonrası nasıl olacak? bunu bilen hiç kimse yok. Ancak turizm bitmeyecek, insanlar en yakın zamanda en büyük ihtiyaçlarından biri olan seyahat etme, gezme arzusunu gerçekleştirmeye çalışacaktır. Hele böyle stresli bir süreçten sonra, -gerekli bütçeyi yaratabilirlerse- travmayı atlatmanın en önemli vasıtası yine turizm olacaktır. 'Biz ne yapmalıyız şimdi ?' diye sürekli kendimize ve birbirimize soruyoruz. Biz de dünyadaki bütün insanlar gibi ağır aksak da olsa, kulağımız aşıya ve ilaçlara dair gelecek müjdede yolumuza devam etmeyi sürdüreceğiz.
Bütün dünyanın alt üst olduğu bu süreçte, özellikle Antalya kapsamında turizmciler olarak bazı şeyleri bu vesile ile tecrübe ettik:
Önemsiyoruz, çabuk hareket edebiliyoruz ve çözüm üretebiliyoruz.
Kimseden 'biz ne krizler gördük!..' gibi bir küçümseme ve duyarsızlık duymadım. Tam aksine bu süreçte herkes elinden geldiğince meslektaşları ile diyaloga geçerek, otelinde, tesisinde, havalimanında, ofisinde, personelinde tedbirlerini almaya çalıştı.
Bu süreçte bu konuya dair yapılan online Programlarda dünya rekoru kırmış olabiliriz.
Takip edebildiğim kadarı ile şunu söyleyebilirim: şu anda dünyada hiçbir yerde kayda değer bir turizm faaliyeti gerçekleşmiyor. Ülkeler kendi içlerindeki turizmi biraz gevşeterek, yurt dışına gidişleri bin bir çeşit engellemelerle kısıtladılar. Ya da en fazla sınır komşularına izin verildi. O da tutmadı. İnsanlar bunaltıcı yaz günlerinde denize ve açık havaya özlem duydular. Mesela bir Alman temmuz ortasında Polonya'da ne yapar? Kıtalar arası hareket ise neredeyse sıfır... Kimse uzak diyarlarda Koronaya yakalanıp zor durumda kalmak istemiyor. Dönemsel olarak yoğunluk Akdeniz ülkeleri ve yaz tatilinde. Buradaki en önemli destinasyonların sayılarını tablodan görebilirisiniz. Bütün kısıtlamalar ve engellere rağmen Antalya hiç şüphesiz dünyanın en önemli turizm şehirlerinden biridir.
Bunu sürdürmek bizim görevimiz….
Kent Konseyi Turizm Grubu Başkanı Recep YAVUZ
Yorumlar