KÜLTÜR - SANAT

Akşebe Sultan Mescidi: Bir Selçuklu mirası

Alanya Kalesi'nin tarihi taşları arasında gizlenmiş bir mücevher olan Akşebe Sultan Mescidi, 1230 yılında I. Alaeddin Keykubad Dönemi'nde, Alanya Kalesi'nin ilk kumandanlarından biri olan Akşebe Sultan tarafından özenle inşa edilmiştir. Bu mütevazı mescit, Anadolu'nun nadir Selçuklu dönemi eserlerinden biri olarak öne çıkıyor

Güneşin ışıklarıyla aydınlanan Alanya Kalesi'nin içinde, tarih kokan taşların arasında saklı bir hazine yatıyor: Akşebe Sultan Mescidi. Bu mütevazı yapı, 1230 yılında I. Alaeddin Keykubad Dönemi'nde, Alanya Kalesi'nin ilk kumandanlarından Akşebe Sultan tarafından özenle inşa edilmiştir. Bugün, kalenin içinde, iç kale yolu üzerindeki bu mescit, tarihle harmanlanmış bir huzur sunuyor.

SELÇUKLU ZARAFETİ

Akşebe Sultan Mescidi, Anadolu'daki Selçuklu dönemine ait nadir mescitlerden biri. Kare planlı ana yapısı, duvarları tuğladan örülmüş ve zarafetin ta kendisi olan kubbe ile örtülmüştür. Bu özellik, Anadolu'nun tarih sayfalarında ender rastlanan bir güzelliktir. Yapı, o dönemin ruhunu yansıtan en önemli eserlerden yalnızca biri.

KUMANDANIN İZİNDE: AKŞEBE SULTAN

Akşebe Sultan, Alanya Kalesi'nin ilk kumandanlarından biri ve kendi elleriyle bu mescidi yaptırarak gelecek nesillere bir miras bırakmıştır. Kendi adını taşıyan bu yapı, bir ibadethane olmanın yanında bir liderin özdeşleştiği bir anıt olarak da öne çıkıyor.

TAŞIN VE TUĞLANIN UYUMU

Kare planlı ana yapı, dışarıdan bakıldığında etkileyici bir taş duvarla çevrili ancak içerideki sıcak atmosferi oluşturan şey, tuğla örgülü duvarlar ve kubbedir. İki odadan oluşan bu mescidin, dışı sağlam taştan, içi ise tuğladan örülmüş, muazzam bir uyum içinde olduğunu görmek şaşırtıcıdır.

Minarenin gövdesi, kırmızı tuğlalarla örülüdür ve zamanla yıkılmış olsa da geçmişin izlerini hala taşıyor. Mescidin yanında, Akşebe Sultan ve bir diğer sahibi belirsiz üç mezar, zamanın hüzünlü sessizliği içinde yatıyor.

KİTABE: TARİH KOKAN SÖZLER

Giriş kapısının üstünde asılı olan mermer kitabe, mescidin tarihini anlatan sessiz bir şahit gibidir. Alanya Belediyesi kaynaklarına göre kitabedeki “Tanrı yerin ve göklerin gaiblerini bilir. Allahın mescidlerini ancak ona ve ahret gününe inananlar imar ederler. 1230 yılı tarihinde yüce sultan Alaüddin günlerinde Tanrı’nın rahmetine muhtaç zaif kulu Akşebe yaptırdı” ifadeleri, geçmişin derinliklerine yolculuk etmemizi sağlıyor.

Akşebe Sultan Mescidi, tarihin ve kültürün izlerini taşıyan bir şaheserdir. Kumandanın ellerinden çıkan bu yapı, ziyaretçilerini Selçuklu döneminin büyüsüne davet ediyor. Her taşında geçmişin hikayelerini taşıyan bu mescit, Alanya'nın kalbinde, tarihle buluşmanın eşsiz bir yolu. Haber/Erendiz ÖZKURT