Anamur ilçesinin ve Akdeniz’in derin tarihine ışık tutan, Antalya'ya sadece dört saatlik mesafede bulunan Anemurium Antik Kenti, keşif gezileriyle ün kazanmış. Albay Francis Beaufor'un 19. yüzyılda yaptığı keşif gezisi, bu gizemli kentin bilinmeyenlerini gün yüzüne çıkarmış.
KÖKEN VE TARİH
Anemurium'un kökeni tam olarak bilinmemekle birlikte, MÖ 4. yüzyıla kadar uzandığı tahmin ediliyor. MS 1. yüzyılda Commagene Krallığı'nın bir parçası olarak gelişmeye başlayan kent, IV. Antiokhos döneminde sikke basımıyla önem kazanmış. Bu dönemde, kenti çevreleyen surların inşa edildiği biliniyor.
MİMARİ YAPILAR
Anemurium'un çarpıcı mimari yapıları arasında tiyatro, odeon ve halk hamamı bulunuyor. Tiyatro, yaklaşık 900 kişi kapasiteli olup MS 2. yüzyıla tarihleniyor. Odeon ise dikdörtgen planlı ve iki girişli. Halk hamamı ise iki katlıdır ve üç ısınma holü ile iki yüzme havuzuna sahip. Mozaiklerle süslenmiş bu yapılar, ziyaretçilerine geçmişin ihtişamını yaşatıyor.
Gymnasion, eşsiz mozaiklerle kaplı uzun bir alan olup stoalarla çevrili. Kentin kuzeyinde, su kemerleri Anemurium'un mühendislik harikası adeta. Nekropol alanı ise, bölgenin en iyi korunmuş mezarlık alanlarından biri ve yaklaşık 350 mezara ev sahipliği yapıyor.
TİCARET VE DÖNÜM NOKTALARI
Roma Dönemi'nde önemli bir ticaret merkezi haline gelen Anemurium, özellikle Germaniopolis ile ticaret bağlantılarıyla dikkat çekmiş. Doğal kaynakların ihraç edildiği bu dönemde, kent büyük bir refah içindeymiş.
Ancak MS 260 yılında Pers ordularının eline geçmesiyle şehrin parlak dönemi son bulmuş. Ardından Isaurialılar'ın eline geçen kent, 7. yüzyılda Arap akınlarına uğrayarak terk edilmiş.
Anemurium Antik Kenti, zengin tarihi ve etkileyici mimarisiyle ziyaretçilerini geçmişin büyüleyici dünyasına davet ediyor. Her yapısı, bir zamanlar yaşanan hikayeleri anlatmakta ve antik dönemin izlerini taşıyor. Antalya’dan yapacağınız günübirlik bir gezi ile bu benzersiz antik kentte Akdeniz’in tarihine tanık olabilirsiniz.
