Antalya Sessiz Hekimler Platformu, bir kez daha Filistin’e destek olmak için alandaydı. Muratpaşa Camii’nin bahçesinde toplanan grup pankartlarla Kapalı Yol’a yürüdü. Yürüyüşün ardından Antalya Sessiz Hekimler Platformu,  ‘Filistin ve Gazze için; terör, soykırım ve işgale karşı yürüyor’ başlıklı bir basın açıklaması yapan grup, açıklamasında “Hekimler olarak farkındayız ki hastalıklı zihinler hala yaşıyor” ifadelerini kullandı.

‘TARİH BU VARLIKLARI İNSANLIKTAN EN UZAK KÖŞEYE KOYACAKTIR’

İsrail’in Filistin’e olan saldırılarını insanlık suçu olarak nitelendiği açıklama şöyle; “Bizler önlüklerimizin zaman geçtikçe sararmasını beklerken, kanla kıpkırmızı olan hekimleriz. Hastalarımızı iyi etmek için gece gündüz demeden çalışırken artık bizler de ölüyoruz. Her bombada, her saldırıda birer birer ölüyoruz. Fakat hekimler olarak farkındayız ki hastalıklı zihinler hala yaşıyor. Çocuk demiyor, yaşlı demiyor sadece ve sadece katlediyor. Yattığımız yerler yatak değil de diken olduğundan beridir buradayız. Bütün kimliklerden öte insan olan kardeşlerimiz için kıyamdayız. Elimizden gelenin en iyisini yapmak için gönlümüzü hiçbir zaman boşlukta bırakmıyoruz ve gönlümüze Filistin’i yerleştiriyoruz. Tamı tamına 287 gündür kasap bir topluluğun yaptığı delice vahşeti iliklerimizde yaşıyoruz.  Bu zamanlarda 29 yıl önce aynı Srebrenitsa’da olduğu gibi çocuk-kadın-yaşlı demeden göz kırpmadan, insanlık vasfı taşımadan yok edenleri lanetliyoruz. Dünyanın başka bir köşesinde çocuk hastanesi vurulduysa,  Ratko Mladic nasıl ‘’Bosna Kasabı’’ olarak anıldıysa tarih bu varlıkları da insanlıktan en uzak köşeye koyacaktır. Yaklaşık bir asırdır Filistin'i işgal eden Siyonist rejim, o topraklarda sistematik bir şekilde katliamlar yapmakta, insanları yurtlarından zorla sürgün ederek vatanlarına ve mal varlıklarına el koymaktadır. İşgalci İsrail’in 7 Ekimden itibaren süren saldırıları neticesinde şehit sayısı 38 bin, yaralılar ise 100 bin kişiyi geçmiş durumda. 20 bine yakın çocuk ise yetim kaldı. İsrail’in Gazze’de bulunan hastanelere yönelik saldırıları katliamlara dönüşmüş, ancak söz konusu saldırılar uluslararası alanda henüz bir yaptırıma maruz bırakılmamıştır. Tıbbi malzemelerin temini ve sağlık hizmetlerinin sunumu engelleniyor, hastaneler ya bombalanıyor ya da kuşatılıp hastalar ölüme terk ediliyor, tıbbi malzeme depoları patlatılıyor, kuvözdeki bebekler hastanenin elektriği kesilerek ölüme mecbur bırakılıyor. Bugün sizlere şehit rakamlar ile değil şehit hikâyeleri ile sesleniyoruz çünkü insanlığımız sayıların tarif edebileceğinden çok daha derin kayıplar vermektedir. Bugün sizlere, yaralılara şifa dağıtmak için aralıksız çalıştığı bir haftanın sonunda, uyumak için yastığa başını koyduktan sonra evine isabet eden bomba ile emanetini teslim eden doktor baba olarak Çocuğunun saldırılarda ağır yaralandığını, kızı hastaneye getirildiği zaman görüp sedyenin arkasından çaresizce koşan doktor anne olarak torununun cesedini çadırlarda görünce teşhis edebilen, yorgunluktan bitap düşmüş sağlık çalışanı dede olarak sesleniyoruz. Bugün sizlere, yaralarını saramadığımız meslektaşlarımızın yaralarını dile getirmek adına buradayız. Çünkü onlar emanetini teslim edip bu emaneti hepimizin ellerine, diline, yüreğine bırakarak aramızdan ayrıldı. Biz Gazze’yi unutmadığımız, unutturmadığımızda,  imkan olursa; gemilerle kardeşlerimizin yardımına koştuğumuzda,  imkan ve şartlar müsait olmadığında;  eylem ile yüreğimizdeki ateşi diri tuttuğumuzda, zulmedenlerin hangi akıbete uğrayacaklarını haykırdığımızda,  dua ile Allah’tan yardım, sabır ve metanet dilediğimizde, boykotu gevşetmediğimizde, alışkanlık haline getirdiğimizde sevinenler mazlumlar olacak. Biz vicdanımızla, şuurumuzla, duamızla, eylemimizle Gazze’deki kardeşlerimizin yanındayız ve yanında olmaya devam edeceğiz. Dünyadaki tek özgür kara parçası olan Gazze’ye ve onurlu ve hür insanlarına selam olsun. Kanıksamayacağız, normalleştirmeyeceğiz, sabırla ve azimle zulme karşı duranlar olacağız”

Muhabir: YUSUF ÖZTÜRK/HABER