ANTALYA'DA devlet hastanesi ile özel hastane sayısı arasındaki fark dikkat çekiyor. Sağlık Bakanlığı'na bağlı 17 hastane, toplamda 4 bin 379 yatak kapasitesine sahipken özel hastaneler de sağlık alanında büyük bir yer tutuyor. Antalya'da faaliyet gösteren özel hastane sayısı, devlet hastanelerinden daha fazla. Özel hastanelerin sayısı 28’e ulaşırken Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastane sayısı 17 ve üniversite hastanesi ise 2 olarak kaydediliyor. Bu durum, Antalya'daki sağlık altyapısının çeşitliliğini gözler önüne seriyor. Özel hastanelerin sayısal olarak devlet hastanelerini geride bırakmasında, sağlık sektöründe özel sektörün daha fazla tercih ediliyor olmasının etkili olabileceği düşünülüyor. Özel hastanelerin toplam yatak kapasitesi ise 2 bin 537 olarak belirlendi. Öte yandan, üniversite hastaneleri de 2 adet ve toplam yatak kapasitesi ise 1.391. Antalya'daki sağlık hizmetleri, 243 ambulansla destekleniyor ancak dikkat çeken bir başka önemli nokta, ambulans sayılarının da özel hastanede daha fazla olması. Eğitim Araştırma Hastanesi’nin 3 ambulansı, devlet hastanelerinin 14 ambulansı, üniversite hastanelerinin 2 ambulansı bulunurken özel hastanelerin ise 28 ambulansı var.
SAĞLIK SİSTEMİ GARİPLEŞTİ
Tabip Odası eski Başkanı Nursel Şahin “Türkiye’nin basamaklandırılmış bir sağlık hizmeti yapısı bulunmaktadır. Birinci basamak, koruyucu sağlık hizmetlerini içeren Aile Hekimliği Sistemi’ni kapsar. Ardından ikinci ve üçüncü basamaklar ve tedavi edici sağlık hizmetleri gelir. Ancak bu basamaklandırılmış sağlık hizmetleri, genelgelerle Türkiye’de uygulanmadığı için vatandaşlarımız, herhangi bir sağlık kuruluşuna istediği gibi başvurabiliyor. Bu, aile hekimi olabileceği gibi devlet hastanesi, üniversite hastanesi ya da yeni kurulan şehir hastaneleri de olabilir. Fakat Türkiye’de garip olan bir durum var; kamu hastanelerini ya da özel sağlık işletmelerini arttırmamıza rağmen, nitelikli sağlık hizmetine ulaşılabilirlikten söz edilemiyor” dedi.
TİCARİLEŞTİ
Nursel Şahin, Türkiye'deki sağlık sistemindeki temel sorunlara dikkat çekti. Şahin, birinci basamak sağlık hizmetlerinin ve koruyucu sağlık hizmetlerinin güçlendirilmemesi durumunda, hastalıkların tedavi edilmesinin zor ve maliyetli hale geleceğini belirtti. Tedavi edici hekimliğin doğru bir şekilde uygulanmadığını ve bu durumun hem kamu hem de özel sektörde sağlık hizmetlerinin ticaret haline gelmesine yol açtığını ifade etti. Şahin, “Performans sistemi ve sağlıkta dönüşüm, kışkırtılmış bir sağlık talebi yaratmış durumda. Bu durum, hem mesleğimize hem de toplumun sağlık talebini karşılamakta büyük sorunlara yol açıyor” dedi. Bu sorunların bir an önce düzeltilmesi gerektiğini vurgulayan Şahin, aksi takdirde kamudaki ve özeldeki sağlık yatırımları, hekimler ve sağlık çalışanlarının bu zorlukların üstesinden gelemeyeceğini belirtti. COVID-19 pandemisinde sağlık çalışanlarının gösterdiği büyük özveriyi hatırlatan Şahin, “Sağlık sisteminin en büyük sorunlarından biri düzgün işlememesi ve sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi. Sağlık çalışanlarımız olağanüstü bir aşılama ve özveriyle hizmet verdi. Ancak sistemdeki eksiklikler, istismar edici yolların açılması ve özelleştirmelerle sağlık, ticari bir alan haline geldi” diyerek sağlık sistemindeki derin sorunları bir kez daha gündeme getirdi.