KENT hafızasından bahsetmek gittikçe zorlaşıyor. Sürekli bir değişim içinde olan Antalya’da yıllarca onun bir parçası olan kültürel zenginliklerin, semtlerle özdeşleşmiş sinema salonlarının, pastanelerin, tarihi binaların ve yeşil alanların değiştiğini görüyoruz. Altın Portakal gibi köklü bir film festivaline sahip olan Antalya’nın eski sinemalarını hiç merak ettiniz mi? Bu yazımızda sizler için Antalya’nın eski sinemalarını ele aldık. O dönemi yaşayanların gözünde canlanacağı, yaşamayanların ise şaşkınlıkla okuyacağı bu yazımıza başlayabilirsiniz.
SİNEMAYA AİLECEK GİDİLEN DÖNEM
Antalya’da sinemanın ilk gelişinden itibaren sanata her zaman büyük ilgi olmuştur. Sivil Tarihçi Hüseyin Çimrin’e göre, 1970'li yılların ortalarına kadar sinemaların, Antalya'nın sosyal yaşamında önemli bir yeri vardı. Televizyonun olmadığı o günlerde, haftada en az bir defa ailecek sinemaya gidilirdi. Zamanında biletini almayanlar; karaborsacıların insafına sığınırlardı. Kentteki Elhamra, Bizim Sinema, Yeni Sina, Şehir, Akdeniz, İnci, Yener, Yıldız, Saray, Konyaaltı, Gebizli ve Bahçelievler sinemaları her gün insanlarla dolup taşardı. Bizim, Yeni, Gebizli ve Bahçelievler, Konyaaltı sinemalarının yalnız yazlık kısımları vardı. Bu sinemalarda yaz aylarında, yıldızların altında film seyretmek ayrı bir zevkti. Yazlık sinemaların arkasındaki yüksek evlerde oturanlar film seyretme yönünden çok şanslıydılar. Her gün film seyretmek için gelen misafirlerle dolup taşan bu evlerin sahiplerine, büyük bir hayranlıkla bakılırdı. Bazen yüksek ağaçlara çıkılınca da yazlık sinemanın perdesi görünürdü. Sinema bileti alacak parası olmayan herkesin ağaçta bir yeri olurdu.
‘LEYLA SİNEMASI’ DÖNEMİ
1919’da İtalyan işgali yıllarında inşa edilen Antalya’nın ilk sineması Rum binasında 'Nocera Sineması' kuruldu. 1922'de Antalyalı Rumlar Antalya'yı terk ettiklerinde, hazineye geçen bu binada, 1926 yılı sonunda Yüzbaşı Mahmut Yalay tarafından 'Leyla Sineması' adı ile Antalya'nın ilk sineması kurulmuştur. O yıllarda Mahmut Bey'in İzmir'den getirdiği karpitle çalışan sinema makinesi ile burada 10, 15 dakikalık sessiz filmler oynatılıyordu. Devrin sessiz filmleri arasında: Ankara Postası, Ateşten Gömlek, Düztaban, Bastıbacak, Şarlo filmleri ile Pan Peterson ve Gözlüklü Lui'nin üçer, beşer dakikalık filmleri oynardı. O günlerde Antalya'da henüz elektrik olmadığından filmin perdede oynaması için makinenin kolu elle çevrilirdi.
ELHAMRA SİNEMASI
1933 yılında Mahmut Yalay Bey kendini emekliye ayırınca, sinemayı uzun yıllar beraber çalıştıran Mahmut Kaynar Bey, sinemanın işletmeciliğini üstlendi. Elhamra Sineması ona geçince önce koltuklar yenilendi. Bomboş olan duvarlar, Mahmut Bey'in akrabası Emmi'nin çöller, vahalar, hurma ağaçları, develer, Bedeviler ile Bedevi kızları figürlerinden oluşan resimlerle süslendi. Bu resimlerin aralarına sinemaya ayrı hava veren güzel aplikler yerleştirildi. Sinema baştan sona yenilenince, adı da değiştirildi, 'Elhamra Sineması' oldu. Sinemanın ilk makinisti de daha önce olduğu gibi radyocu Süleyman Cankalp ve daha sonra Raci Bey idi.
Küçük Mahmut Bey, İzmir'e giderek orada Lale Sineması'nın sahibi Kerim Bey'den üç aylığına kiraladığı makineyle 'sesli film' gösterimine başladı. Halkın büyük ilgisi ile karşılaşınca, satın aldığı yeni sinema makinesi ile sesli film gösterimini Antalya'da başlattı. Bu arada yeni yeni sinemalar açılmıştı ama Antalya'da, en iyi macera filmleri, kovboy filmleri, gerilim filmleri Elhamra Sineması'nda oynardı. Elhamra Sineması'nda filmin gösterildiği beyaz perdenin önünde ve iki yana açılan kadife perdenin hemen arkasında büyükçe bir sahne vardı. Kente gelen tiyatrocular, dansözler, şarkıcılar gösterilerini burada yaparlardı. Sinema öğleden sonra matine ve akşam suare olmak üzere iki seans yapardı. Sinema başlamadan önce, birkaç dakika aralıklarla üç kez gonk vurur; üçüncü gongtan sonra ışıklar yavaş yavaş azalır; kadife perdeler ağır ağır iki yana açılırdı. Sinemada gizli gizli sigara içenleri kontrol eden bir belediye memuru görev yapardı. O günlerde sinemalarda, sigaranın ateşini göstermeyen sigara ağızlıkları kullanılırdı. Belediye memuru, dumanı fark edince o seyirciyi sinemadan çıkarırdı. HABER/ÇİĞDEM KORKAN